Erol: TBMM millet iradesinin doğrudan bir yansımasıdır

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol gündeme dair açıklamalarda bulundu.

PAYLAŞ
Elazığ Detay Haber - Gülşah Altaş

Cumhuriyet Halk Partisi Elazığ Milletvekili Gürsel Erol partili Cumhurbaşkanlığı sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.

Milletvekili Erol: "TBMM millet iradesinin doğrudan bir yansımasıdır. Yürütme karşısında Meclis'in yetkilerini güçlendirerek, denge ve denetleme işlevlerinin tam olarak yerine getirilmesi sağlanmalıdır" dedi.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol yaptığı açıklamada: "Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi, meclisin görev ve yetki alanını etkisizleştirerek tek adam anlayışını getirmiştir. Hükümetin güven oylaması, Meclis'in bütçe yapımı ve denetimi, bakanlarla ilgili güvensizlik önergesi, kanun çıkarma yetkisi kısıtlı hale getirilerek parlamentonun yetkileri daraltılmıştır. Cumhurbaşkanı çıkardığı kararnameler ile bir bakıma "2. Meclis" gibi yasa yapmaktadır. Öte yandan kendi partisinin meclis çoğunluğu dolayısıyla yaptığı yasalarla yasama neredeyse tamamen yürütmenin elindedir. Bu durumda yasama ve yürütme arasında Anayasa'da öngörülen ayrılığın bir anlamı kalmamakta, yasama ve yürütme özdeşleşmektedir. Parlamenter sistemde bakanlar milletvekillerinden oluştuğu gibi milletvekili olmayanların arasından da bakan atama yetkisi bulunmaktaydı.Bugünkü sistemde milletvekilleri arasından bakan atanması, ancak o milletvekilinin istifası ile mümkündür. Bakan olarak atanan kişinin bakanlıktan alınması halinde, milletvekilliği de düştüğünden seçim bölgesindeki halkın iradesi mecliste temsil edilememektedir. Bakanlar Kurulu'nun meclis dışından oluşturulması, milletvekillerinin etkisini, yetkisini ve bakanlarla iletişimini ortadan kaldırmıştır. Hükümetin parlamentonun denetiminden uzak olması ve olağanüstü durumlarda bile parlamentonun desteğini almadan tek belirleyici güç olması sistem krizinin nedenlerindendir. Siyaset kurumlarının ve siyasetçilerin partisine ve genel başkanlarına karşı sorumluluk duyması kaçınılmazdır. Ancak siyasetçinin asıl bağlılığı cumhuriyetin niteliklerine, demokrasiye, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, milletin birliğine ve anayasal düzene olmalıdır. Siyasi tarihimizde kişiler ve partiler her zaman geçici olmuştur. Kalıcı olan devlet ve parlamentodur. Her ülke kendi tarihsel ve toplumsal koşulları itibariyle kuruluşundan içinde bulunduğu zamana kadar sürekli kendini güncelleyerek belli kodlar ve gerçeklikler taşır; bunlar yönetim sistemine, anayasal düzene ve politik hayata ruhunu verir.Buradan hareketle Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığımızda TBMM'nin Türkiye'nin en önemli kurumu olduğu gerçeği ile karşılaşırız.Türkiye Büyük Millet Meclisi, toprakları yabancı güçlerce işgale uğramış bir ülkenin yeni bir "devlet ve millet" inşa etme amacı ve iradesi ile oluşmuştur. TBMM saltanatı ve hilafeti kaldırmış, cumhuriyeti ilan etmiş egemenliği kişiden alıp yurttaşa vermiştir. TBMM ülkenin en önemli kurumudur; çünkü Türkiye'de hiçbir kurum yokken, Büyük Millet Meclisi vardı. Birinci Meclis ki Ulusal Kurtuluş Savaşı devam ederken milli iradeyi tesis etmiş, Meclis Hükümeti sistemi ile yürütme görevini verdiği bakanları atayarak icra faaliyetlerini yürütmüş, yargı görevini yapmış, kamu idaresini kurmuştur. Ve her şeyden önemlisi ordu kurup savaşı yönetmiştir. 1924'teki Anayasa değişikliği ile Bakanlar Kurulu'nun 1921'e göre olan Meclis tarafından seçilmesi yerine, Meclis'e karşı sorumlu olması benimsenmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, toprakları yabancı güçlerce işgale uğramış bir toplumun yeni bir "devlet ve millet" insa etme amaсı ve iradesi ile oluşmuştur. TBMM saltanatı ve hilafeti kaldırmış, cumhuriyeti ilan etmiş egemenliği kişiden alıp yurttaşa vermiştir.Tüm toplumsal, siyasal ve kültürel kesimlerin katılımıyla yeni, demokratik bir anayasa hazırlanmalı, yeni anayasanın omurgasını da güçlendirilmiş parlamenter sistem oluşturmalıdır" dedi.
 
"TBMM'İN YÜRÜTME ÜZERİNDEKİ DENETİMİ EKSİKSİZ VE KUSURSUZ OLARAK İŞLETİLMELİDİR"

Yürütmenin denetlenmesi, demokrasinin ve hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerinden biri olduğunu belirten Milletvekili Erol: " TBMM'nin "Bütçe Hakkı" kapsamı genişletilerek, Sayıştay'ın bütçe kaynaklarının etkin, verimli ve yerinde kullanılması amacıyla yürütme üzerindeki denetimi etkinleştirilmelidir. Yürütmenin denetlenmesi, demokrasinin ve hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerinden biridir. Bu ilkenin korunması için, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yürütme üzerindeki denetimi eksiksiz ve kusursuz olarak işletilmelidir. TBMM, millet iradesinin doğrudan bir yansımasıdır. Yürütme karşısında Meclis'in yetkilerini güçlendirerek, denge ve denetleme işlevlerinin tam olarak yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin en önemli kurumu olan TBMM, kuvvetler ayrılığı ilkesinin özüne sahip çıkılarak güçlendirilmelidir. Devleti ve Hükümeti temsil eden makam olması nedeniyle büyükelçilerin ve valilerin atama usulü değiştirilmeli, bu bürokratların atamalarının Cumhurbaşkanının teklifi, TBMM tarafından üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun onayı ile yapılmalıdır. Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin en önemli kurumu olan TBMM, kuvvetler ayrılığı ilkesinin özüne sahip çıkılarak güçlendirilmelidir. Devleti ve Hükümeti temsil eden makam olması nedeniyle büyükelçilerin ve valilerin atama usulü değiştirilmeli, bu bürokratların atamalarının Cumhurbaşkanının teklifi, TBMM tarafından üye tamsayısının üçte iki çoğunluğunun onayı ile yapılmalıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 13 üyesinden Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı kurul üyesi olmamalıdır, ayrıca TBMM'nin seçtiği 7 üyenin seçiminde de "nitelikli çoğunluk" aranarak Kurul üyeleri belli bir siyasi parti tarafgirliği ile değil uzlaşı ile seçilmelidir. Benzer şekilde Anayasa Mahkemesi yargıtay ve danıştay üyelerinin seçiminde de TBMM'de nitelikli çoğunluk yapılmalıdır "diye konuştu.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN