YETERİNCE GECE OLDU HAYKIRABİLİRİZ ARTIK ACILARI
Meltem Ataş
Geceler biraz müphemdir. Hüznü ile size gökyüzünü izlettirir. Hele de sonbahar mevsimi belli belirsiz kendini göstermeye başlamışsa. Issız duygularınızı zirveye taşıyacağınız muhakkak. Bu sessizlikten sıkılmış yüksek sesler olacaktır etrafınızda. Karnını doyurma derdinde olan kedilerin ayak sesleri; dertlerini zirvede yaşayan gencin arabasının radyosunda sonuna kadar açtığı müziğin mahallede yankılanan sesi, gece bekçilerinin asayişi sağlama derdi ile ara ara çaldığı düdük sesi, bir görünüp bir kaybolan yağmur bulutlarının toprağa bıraktığı gözyaşlarının hüzünlü sesi. Ne ararsanız vardır bu garip hikayede. Duygularınızı sükûta erdirme niyetiyle çıktığınız bu gece yolculuğunda bambaşka duygularla sabahlayacağınız muhakkak...
Bazı yalnızlıklar böyledir işte, insana kendi iç sesini dinleme fırsatını bile vermez. Büründüğünüz karmaşık ruh hali ile; yaşadığınız yürek yangınlarından, kekremsi gözyaşlarından, geçmişe dönük acımasız garip hesaplaşmalardan, kaçmak isterken yakanızdan tutup kalmanız için ısrar eden o can yakıcı hatıralardan söz etmiyorum bile...
Varlık aleminde nefes almaya çalışırken, yokluk sahnesinde baş rol oynamaya hazır olun. Geçmişle hesaplaşmalarınız devam ederken kanayan yaralarınız olacaktır. Bir daha aynı hataların yapılmayacağına dair sözler verirken bulursunuz kendinizi. Sonra sizi ters köşe yapacak gerçeklerle yüzleşmeye hazır olun. Her karanlık kapının size açılan aydınlık yüzü vardır elbette. Geçmiş hesaplaşmalarınızla anlaşıp nihayete erdirdiğiniz o an, huzur kapılarınız sonuna kadar açılır.
Mekân kavramından kendinizi soyutlamak istercesine kaçarken, yalnızlığınıza ve acılarınıza iyi geleceğine inandığınız bir bardak demli çayınızı içerken bulursunuz kendinizi. Bir pencerenin hemen yanı başında hayatı ıskalamaya çalışırken, kitapların acılara iyi gelen yanıyla tanışırsınız. Kahve içmeyi tercih edenlerde olacaktır. Kahvenin kırk yıllık hatır bırakacağına inanan, güzel yürekli insanlardır onlar...
Menekşe kokulu kitaplarınız olur başucunuzda. Kokulu kitaplar serisinin en güzelidir onlar. Sizi geçmişteki huzur dolu günlerinize taşır. Başucu kitapları çok önemlidir, bazı cümlelerin altı defalarca çizilir. Aslında insanlar en çok kendine sakladığı duyguları anlatan kelimelerin altını çizerler. Bir insanı gerçekten tanımak istiyorsanız, altını çizdiği cümlelere bakın. Çünkü hayatının öznesi o satırlarda gizlidir. Yaşamaya heves ettiği, hasretini çektiği duyguları barındırır onlar. Bir kitabın bazı sayfalarına gözyaşlarınızı bırakmışsanız, o sayfalarda fazlaca hüzün vardır. Elinizle gözyaşlarınızı silmeye çalışma çabalarınız, sayfalarda renkli izler bırakır. Eh her acı biraz kendini gösterecektir. Yara bu ya, ağrısız acısız olmaz...
Geceye dair duygular, söylemekle yazmakla bitmeyecektir elbette. Hani şair ’in dediği gibi: “Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen “bilinmez tabi. Ama yüreklerinizde sizi yetim bırakacağı muhakkak. Gece ve hüzün biraz böyledir işte. Sizi geçmişle hesaplaştırırken; yaralarınızı iyileştirerek, asıl olmanız gereken kişi yapar.
O nedenledir ki; geceler sonsuz ve acılara meyyal gözükürler ama hiçbir gece sonsuz, hiçbir acı baki değildir....