Başkası Olma Kendin Ol
Meltem Ataş
Uzun bir yolculuk sonrası sanırım 20’li yaşlarımızın henüz başında. Seçeneklerden ibaret bir hayat, tam da karşımızda duruyor. Doğru ile yanlışı ayırt etme demlerine ermişiz çoktan. Virajlı yollar, çıkmaz sokaklar, uçurumlar, ne ararsanız mevcut bu zorlu seçimlerin ardında. Bir yandan da farklı seçenekler, o albenili halleri ile kendilerini size beğendirme çabasında. Kararsızlıkların alıp başını gittiği, ruh hallerinin ani değişim sergilediği o garip zamanlardan bahsedelim biraz…
İnsanların fikirlerimizi onaylamasına ne çok ihtiyaç duymuşuz. Onların verdiği doğru kararlar aslında bizde yanlış gibi. İçimizdeki o başına buyruk, yaramaz, inatçı, yerinde duramayan hırçın çocuk, karmaşık bir yolculuğa çıkmışcasına yorgun. Kararlı hallerinden çok uzak.
Herkesin onayına muhtaçmışız gibi davranarak çoğu zaman attığımız yanlış adımlarımız olmuş. Kimse bizim kararlarımızda kendisini onaylamamızı istememiş aslında. Hani o içimizdeki ayakları sımsıkı yere basan, kararlı hırçın çocuk nerede? Onun verdiği her karara güvenilirdi oysa.
Neden her davranışımıza onay beklemişiz bilinmez tabi. Doğru davranmış onay beklemişiz, yanlış davranmış kendimizce doğru olduğuna inandığımız için onay beklemişiz, bu bekleyişlerimiz sürüp gitmiş. Oysa ki sergilediğimiz davranışlar, attığımız adımlar, insanların onayına gerek duyacak bir düzen içerisinde olmamalı. Ve bizim duruşumuz insanların iki dudağı arasına mahkum edilmemeli.
Kişiliğimiz oturmuş muydu? Evet oturmuştu. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunun farkındaydık elbette. Davranışlarımızda kimlerden nasıl tepkiler görürüz, bunları da biliyorduk. Sınırlar, duraklar, yollar, yanlışlar, doğrular, uçurumlar, çıkmaz sokaklar, seçenekler halinde beliriyordu her an. Kırmızı ışıkların bizleri nerede durduracağını çoktan keşfetmiştik aslında. Yorulunca bir mola verip devam edeceğimiz o soğuk durakları, bir bir işaretlemiştik yol haritamızda. Önümüz aydınlık ve karanlık pek çok uzantıya gebeydi, biliyorduk. Herkesin güdümünde hareketle; O aşamadığımız mahalle baskısı ile kendimiz olabilmiş, doğru adımlar atabilmiş miydik, işte orası muamma.
İnsan kendisi olmaya çalışırken kimseye benzemek istemez. Çünkü her insan birbirine benzerse, orada kimse yok demektir. Benzer kişiliklerde kaybolmak yerine kendi gibi olup hayat mücadelesinde yerini almak ister. Elbette ki bu yolculukta o hain eller pençeleriyle sizi yaralamaya çalışarak yolunuzdan döndürmek isteyecektir. Bu çembere takılıp kalırsanız, yenilmiş olursunuz, dışına çıkarsanız kurtulmuş.
“Her genç kızın hayalinde Anadolu’da çalışmak isteyen bir Çalıkuşu vardır.” demişti dün okuduğum kitabın yazarı. Hayatı ve zorlukları kendi çabasıyla öğrenmeye çalışan bir Çalıkuşu. Ama hayat bu ya yaşam şartlarımız bu hayalimizi de ütopikleştirecektir. Kendi başımıza vermek istediğimiz bu mücadelemize engel olmaya çalışan pek çok insan belirecektir bir anda etrafımızda. Ütopikleşen hayalimize yaklaşımlar müthiş;
✓ Ne işin var şimdi oralarda?
✓ Sen öyle yerlerde çalışamazsın!
✓ Bu fikirleri kim sokuyor kafana!
✓ Rahatlık tepiyor belli…
Daha ne yorumlar gelecek kim bilir. İşte kendimiz olma çabamıza bir engel daha. Hayatımız boyunca bu kısıtlama çalışmaları ve mahalle baskıları asla bitmez.
Kendin olmak, olmak istediğimiz her ne ise o olmayı tercih etmektir. Bize dayatılmaya çalışılan ideal şablonlardan uzak durmak. Bu bir kez olunacak bir şey değildir. Her gün aynı azimle devam edebilmektir. O nedenledir ki; İnsanlar seni sevsin diye değişmeye çalışmak, birilerinin mutluluğu için kendinden ödün vermek, bulunduğun her ortama ayak uydurma derdiyle bukalemun gibi renk değiştirmek, kendiniz olmanıza asla izin vermez. Şartlar ne olursa olsun, orijinalliğimizi koruyabilmektir kendimiz olabilmek.
Kendiniz olmaya çalışmak kolay olmayacak elbette ki bunu biliyoruz. Ama bunu denemeye değer bulduğumuz muhakkak. Bu mücadelenizde size çelme takmaya çalışanlara inat, çemberin içerisinde sizi kısıtlamaya çalışmalarına asla fırsat vermeden, sendelemeden devam etmek ve en önemlisi azminizi koruyabilmek, kendiniz olma çabalarınıza sizi bir adım daha yaklaştıracaktır.
Mahalle baskılarına inat onlarla baş edebilecek güçle kendiniz olmaktan asla ödün vermeyeceğiniz bir rotanız olsun.
Kimliğin senin kişiliğindir.
Sen, seni anlayabilenlere hediyesindir.