Ülke insanı olarak genlerimizde bulunan aza kanaat etme düşüncesi artık insanların canına tak ediyor. Ekonomimizin adeta can çekiştiği şu günlerde altının hızlı yükselişi, doların bir gecede 6,40 seviyelerine ulaşması, siyasetin iyiden iyiye kızışması derken yeni bir erken seçim mi gündemde!! demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.
Bir tarafta kuzeyimizde süren terörle mücadele, bir yandan ekonomideki çalkalanmalar, diğer yandan siyasetteki rüzgârlar derken olan yine gariban vatandaşa oluyor.
Akdeniz’de başlayan petrol arama çalışmalarından bi haber olan ana muhalefet liderinin açıklamalarını mı, kurulacak olan yeni partileri mi, yoksa can çekişen ekonomiyi mi, ya da suların bir türlü durulmadığı siyaseti mi? Bunların hangisini elinize alsanız emin olun elinizde kalır.
Sayın Cumhurbaşkanının İl Başkanları toplantısında ki ‘O İlin Ömerlerini Bulun’ sözü sonrasında AK Parti’de köklü bir değişimin ayak seslerini duyar gibi olduk. Sonbaharda başlayacak Olağan Kongre çalışmaları öncesinde teşkilatlarda köklü bir değişim yaşanacağı söylense de buna inanmak zor gibi.
Cumhurbaşkanının siyasi yaşamında verdiği mücadelede bazı dönemlerde yalnızlaştırıldığı sürekli ifade edilir. Kabine oluşumunda belirlenen isimler, Milletvekili aday sürecinde yaşanılanlar, belediye başkan adaylarının belirlenmesi gibi birçok hususta bazı yanlışlıkların olduğu konuşulsa da değişen bir şey olmaz ve AK Parti bildiğini okur.
Son günlerde sıkça konuşulan ve sonbaharda kurulması beklenilen yeni partilerin hangi vizyonla çıkacağı belirsizliğini korurken, vatandaşın bu partileri adeta can simidi olarak görmesi belki de ekonomik nedenlerden kaynaklıdır.
Hükümet ile Memur – Sen arasında gerçekleşen toplu iş sözleşme görüşmelerinin yüksek hakem heyetine gitmesi ardından yüzde 4 + 4 olarak neticelenmesi memurların sindiremediği bir gerçek. Merhum Erbakan hocanın 97 yılındaki Başbakanlığı döneminde sendika yetkililerine söylediği ‘Siz benim memuruma 30 zammı mı reva görüyorsunuz. Biz yüzde 50 vereceğiz’ sözü belki hatıralarda kalacak.
Ülkemiz insanının derdinin seçim olmadığını, geçim derdi olduğunu bu satırlardan defaten yazdık. Yıllardır Sayın Cumhurbaşkanına bel bağlayan ve kıt kanaat geçinen vatandaşın tek gayesinin mutlu ve müreffeh bir yaşam sürmesi olduğunu belirttik.
Gelinen süreç itibariyle ülkemizin bir dar boğazda olduğu ve ekonominin can çekiştiği artık yadsınamaz bir gerçek.
Bu süreci atlatmak ve belirsizliği gidermek adına kabine revizyonu mu dersiniz, atılım mı dersiniz bilmem ama vatandaşın mutluluğunu gözetmek adına bir çaba sarf etmeniz kaçınılmaz bir gerçek.
Bütün bu süreçlerin sonrasında sonbaharda gerçekleşmesi beklenilen AK Parti Olağan Kongrelerinde nasıl bir değişikliğe gidileceği merakını korusa da, vatandaşın köklü bir değişim istediği gerçeğini göz ardı etmemek gerekir.
Ülkemizin yıllardan beri nasıl badireler atlattığını, çeşitli ayak oyunlarını anlatmaya gerek yok belki ama; temennimizin bu sıkıntılardan çıkmak olduğu kesin.
Kalın sağlıcakla !!!