• Haberler
  • Gündem
  • Milletvekili Gürsel Erol, Maden'ı̇ gündeme getirdi 

Milletvekili Gürsel Erol, Maden'ı̇ gündeme getirdi 

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu'nun da söz alarak Maden ile ilgili açıklama yaptı. 

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu’nuna katılarak açıklama yaptı. 

EROL: KONUYA ÇÖZÜM BULMASIYLA İLGİLİ TALEPLERİMİZ VAR 

Milletvekili Erol yaptığı konuşmada, “Sayın Bakanım, konuşmama başlarken de Bakanlık bütçenizin Bakanlığa ve ülkemize hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. Bugün burada ülkenin enerji politikasıyla ilgili genel sorunları hem Komisyon üyelerimiz hem milletvekili arkadaşlarımız gündeme getirdiler. Ben, yalnızca kendi ilimdeki çok acil olan bir sorunla ilgili hem Sayın Bakanımız sizi hem Bakanlık bürokratlarınızı bilgilendirerek bir konuya parmak basmak istiyorum. Elâzığ’ın Maden ilçesi var, Maden ilçesinde Osmanlı’dan günümüze kadar işletilen bir bakır maden ocağı var; bu bakır maden ocağı cumhuriyet kurulduktan sonra, 1936 yılında işletme hâline çevrilmiş, bir kamu maden ocağı olarak işletilmiş. Maden’in ekonomisi, Maden’in sosyal yaşantısı bu ocak üzerine kurulmuş; dönem dönem Ocakta 5 bin civarında personel çalıştırılmış ve bu bakır maden ocağı o bölgeye ekonomik olarak da sosyal olarak da inanılmaz bir hareketlilik katmış. Ama burası özelleştirildikten sonra, Maden geçmişte yaşadığı o ekonomik özgürlüğü ve sosyal yaşantısını kaybetmeye başlamış ve bakır madeni alan işletmeciler bu projeyi yalnızca bir ekonomik gelir olarak görmüşler, bir işletme mantığıyla değil “Daha fazla ne kadar kâr ederiz?” mantığıyla, yalnızca kâr amaçlı görmüşler. Sayın Bakanım, şimdi, bu resimden sizi bilgilendirmek istiyorum. 

Aslında, keşke size yakın olsaydım, belki giderken resmi de size veririm. Burası, Maden’deki bakır işletmesinin döküm alanı olarak kullandığı yer, hemen ilçenin üstü. Bu hafriyatın baskısından dolayı burada bir heyelan oluştu, “Camikebir Mahallesi” denilen bu bölge Sayın Cumhurbaşkanının kararıyla riskli bölge ilan edildi. Bu gördüğünüz evlerin hepsi şu anda boşaltılıyor, bunların mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili sorun ayrı, onu Çevre Bakanlığında gündeme getireceğiz. Şu anda bu hafriyat burada olduğu sürece heyelan devam ediyor; alt taraftan, şu gördüğünüz bölgeden bir nehir geçiyor ve nehrin üzerinde tarihî, tescilli bir köprü vardı, köprü bu basınçtan dolayı yıkıldı, orada kullanılan yol da iptal edildi, ilçe girişi başka yerden verildi. 

Şimdi, buradaki risk şu: Eğer buradaki baskıdan dolayı -ve üniversite raporları var yani bu hafriyatın oraya bindirdiği yükten dolayı heyelan riski taşıdığına ve heyelan oluştuğuna dair Fırat Üniversitesinin raporu var- bu hafriyatın buraya dökülmesinden kaynaklı, “Bu bölgede heyelan riski var.” diye bu bölge boşaltılıyorsa o zaman ocağın da kapatılması lazım yani ocağın olduğu bölge de riskli, orada galeriler var, insanlar galerilerde çalışıyor. 

Toprağın altında çalışanın yaşam garantisi var da toprağın üstünü ikametgâh, iş yeri olarak kullananın mı yok? Yani böyle bir çelişki var Sayın Bakanım. Ayrıca, bu bölgede boşaltılan iş yerleri ve evlerin bedelleri uzun vadeli olarak devlet tarafından finanse edilecek ama sonuçta vatandaş ödeyecek. Bu işin mağduriyetini yaratan vatandaş değil, bu işin mağduriyetini yaratan kim? Bu, buradaki işletmenin kâr amaçlı, maliyetlerini düşürmek adına hafriyatı getirip bu bölgeye yığmasıyla ilgili. Burada bizim size 2 önerimiz var Sayın Bakanım: Buraya bir müfettiş göndererek hem teknik olarak heyelan riskiyle ilgili ileride doğabilecek mağduriyetlerin tespiti hem de burada bu hafriyattan kaynaklı eğer vatandaşın bir ekonomik kaybı varsa... Bunun nedeni işletme yani evler yapılırken, burada konutlar yapılırken, iş yerleri yapılırken bunun bedeli vatandaştan alınmamalı, bunun bedeli kimden alınmalı? Sebep kimse ondan alınmalı. Sebep kim? İşletme. 

Bununla ilgili sizden beklentimiz var Sayın Bakanım. Bu, Maden için şu anda birinci derecede yaşanan ve orada yaşayan insanların çözümünü talep ettiği bir sorun. Ayrıca, Sayın Bakanım, eğer bu hafriyat heyelandan dolayı akar gelirse bu derenin önünü kestiği zaman doğal bir baraj seti oluşturacak. Bu yolun kenarında yani derenin kenarında Diyarbakır ana güzergâhı var -Sayın Bakanım, siz de bölgeyi bilirsiniz- ve Devlet Demiryollarının ağı var. Bu riske karşı ulaşımda da sorun olacak ve siz orada belki de üç günde, beş günde doğal bir barajla karşılaşacaksınız. Yerleşim yerlerini suyun basma tehdidi de var. Sizden oraya birinci derecede bir müfettiş göndererek teknik olarak da vatandaşın mağduriyet haklarının korunmasına yönelik de tespitler yapıp Bakanlığınızın bu konuya çözüm bulmasıyla ilgili taleplerimiz var. İlginize ve desteğinize şimdiden teşekkür ederim” dedi.


 

Bakmadan Geçme