Geri dönmeyi asla düşünmediler

'Komutanım benim tüfek bozulmuş tetik basmıyor, Tüfek sağlam oğlum senin parmağın kopmuş…'

Çanakkale zaferi Türk tarihimizde çok önemli bir yere sahip, Türklerin tarih hayatını değiştiren en önemli savaşlardan biridir. Türk ordusu içinde bulunduğu hayli zor şartlara rağmen bu savaşı kazanırken, dünyanın pek çok ülkesi için de adeta bir umut olmuştur. Bir destan olarak tarih sayfalarımızda yerini alan bu kutlu zafer pek çok insanın gazi, nice yiğitlerimizin de şehadet şerbeti içtiği zorlu bir mücadeleyi barındırır. Sadece askerlerimiz değil elbette, sivil halkımızın da savaşa katılması ile Çanakkale savaşı milli bir mücadeleye dönüştü…
 
Kanla yazılmış bir zaferin adıdır Çanakkale…
Binlerce Mehmetçiğimiz kendi geleceğinden vazgeçerek vatanı için mücadele etmiş, ardına bile bakmamışlardır.
Ölüme koşmuş yiğitlerin, dönmeyi düşünmedikleri, öleceklerini bile bile anasından, babasından, evladından ve sevdiğinden vazgeçerek mücadeleye kucak açmış insanların hikayesidir Çanakkale…
Vatan topraklarının kanla sulandığı, vücutları paramparça olurken kendilerini feda edenlerin bir mezar taşı dahi olmadan bu dünyadan göçüp giden koca yürekli yiğitlerin kahramanlık destanıdır Çanakkale…
 
Çanakkale savaşında pek çok kahraman tarih sahnesinde yerini alırken, sadece erkeklerin değil kadınların çetin mücadeleleri de bizi ziyadesiyle duygulandırdı…
Şehit ve gazilerin yanında onlarla omuz omuza mücadele eden kadın kahramanlarımız olmuştur elbette. Hasta bakımından tutun da cepheye mermi taşıma, askeri malzemeleri koruma ve taşımanın yanısıra; birebir çatışma halinde olan nice kadın yiğitlerimiz savaş sahnesinde dikkat çeker. Öbür yanda yetim kalan binlerce çocukla başbaşa kalan demir yürekli kadınlarımız…
Nezahat Onbaşı, Mücahide Hatice Hanım, Zeynep Çavuş, Safiye Hüseyin Elbi cephede erkekçe savaşan kadınlarımızdan en dikkat çeken isimlerdir.
Nezahat Onbaşı tarih sayfalarında en çok ismi anılan kahramanlarımızdandır. Konu vatansa gerisi teferruat sözü adeta onda vücut bulmuştur. 70. Alay komutanı Hafız Halid Bey’in kızı olarak dünyaya gelmiştir. Deyim yerindeyse asker doğmuş bir Türk kadınıdır. Annesini erken yaşta kaybetmesiyle 8 yaşında cephelerle tanışmıştır. Savaşın ortasında büyürken bu süreçte çok iyi silah kullanmayı, at binmeyi öğrenir. Yaşamı boyunca Kurtuluş savaşı, 1. ve 2. İnönü muharebeleri, Sakarya meydan muharebesi gibi pek çok savaşta aktif rol alır. Çanakkale cephesinde düşmanla mücadele eden askerler bir anda kaosa kapılarak geri çekilmeye çalışırken onları şu sözleri ile kendine getirir; “Ben babamın yanında ölmeye geldiysem, siz nereye gidiyorsunuz?”  İşte bu sözler askerleri öylesine etkilemiştir ki, bir anda koşarak cepheye geri dönmüşlerdir. Bu savaştan sonra Onbaşı rütbesi alan Nezahat Hanım, Nezahat Onbaşı diye anılmaya başlar. Kendisine bu rütbe verildiğinde yaşı henüz 12’dir…
 
Savaşın en önemli kahramanlarından biri de Koca Seyit, nam-ı diğer Seyit Onbaşı…
Rumeli Mecidiye Tabyası, korkunç bir düşman saldırısı ile tamamen imha edilirken, cephaneliğin büyük kısmı havaya uçmuş, onaltı topçumuz şehadet şerbeti içenlerden olmuştu. Koca tabyada hayatta kalan bir yüzbaşı, iki nefer ve ağzı mermi almayan bir toptu geriye kalan. Yüzbaşı etrafındakilere haber vermek için uzaklaşırken, Koca Seyid denizin üzerinde ölüm püskürterek ilerleyen düşman gemilerine bakarken gözleri dolu dolu vaziyette, Yüce Mevla’ya el kaldırarak; “ Ya Rab, kudret sahibi Allah’ım. Bana şu an öyle bir kuvvet ver ki, hiçbir kulun benden daha güçlü olmasın.” Diyerek Rabbinden yardım ister. Nihayet topun ağzına mermiyi sürer ve o meşhur üçüncü mermi ile savaşın kaderini değiştirir. İngilizlerin gemisi cehennemi bir aleve bürünürken, cayır cayır yanmıştır.
Son olarak girdiği savaşlarda arka arkaya yenilgi yaşayan devlet, bu zafer ile yeniden halka umut vermiş, dünya sahnesinde bir nebze de olsa eski konumuna ulaşmıştı. Savaş sonunda binlerce vatan evladı şehadet şerbeti içti. O nedenledir ki cihan tarihinin en azametli savaşlarından biri kabul edildi.
18 Mart Çanakkale Zaferi
Mustafa Kemal Atatürk’ün askerlerine; “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hakim olabilir.” Dediği zaferdir işte…
 
Bu cennet vatan uğruna şehadet şerbeti içmiş nice yiğitlerimize saygı, rahmet ve minnetle…
Mekanları cennet olsun…

Bakmadan Geçme