Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu 'Tartışmalar boş HDP kapatılamaz'
Kamuoyunda 367 garabetinin mucidi olarak bilinen Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, HDP'nin kapatılması davasıyla ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı. Kanadoğlu, ''Tartışmalar boş laftır. HDP kapatılamaz' dedi.
Gazeteci Barış Pehlivan, 2003 yılında DEHAP’a kapatma davası açan eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun HDP’nin kapatılması davasıyla ile ilgili görüşlerini paylaştı.
HDP’nin kendisini fesih etmesi durumunda yasadaki boşluktan dolayı kapatma davasının düşeceğini Pehlivan'a aktaran Kanadoğlu "Demem o ki tüm bu tartışmalar boş laftır. Sanki bu dava sonuçlanabilir gibi kendilerini kandırıyorlar. HDP kapatılamaz” ifadelerini kulladı.
Sabih Kanadoğlu’nun Pehlivan’a yaptığı açıklama şöyle:
“Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Anayasa ile yasaların çizdiği sınırlar içerisinde faaliyet göstermelidirler. Uymaları gerekli olan insan hakları ve devletin kuruluş felsefesine ilişkin kurallar vardır. Yani demokrasiyi yok etme özgürlüğü yoktur. Eğer bir siyasi partinin amacı laik ve demokratik düzeni kaldırmaksa hem anayasa hem rejim kendisini korumak zorundadır. Bundan dolayı kapatma davalarının açılması gayet doğaldır. Ancak ben Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı olarak görevdeyken yani 2003 yılında DEHAP’a 2 nedenle kapatma davası açmıştım. Birinci neden, seçimlere katılabilmek için evrakta sahtecilik yaptıkları için. Diğer neden ise partinin PKK ile bağlantısı olduğu için.
2003’te açtığım bu dava Anayasa Mahkemesi önünde yıllarca bekletildi. Bu arada 2005’te DEHAP kendisini fes etti. 12 Eylül 2010 referandumu gerçekleştikten kısa bir süre sonra AYM benim davamdan hareketle siyasi partiler yasasının 108’inci maddesini iptal için toplandı. Bu madde, bir parti kendisini fesih etse bile hakkında açılan kapatma davası devam ederdi. AYM bu maddeyi iptal etti ve yerine bir madde koymadı. AYM bu maddeyi iptal ettikten sonra benim 7 yıl önce açtığım kapatma davasının düşürülmesine karar verdi.
''Kendilerini kandırıyorlar, HDP kapatılamaz.”
Yani bugün HDP yetkili organlarını toplayıp kendisini fesih ederse AYM’nin yapacağı tek şey kapatma davasını düşürmektir. Bu kararı beklemeye de gerek yok. HDP yarın yeni bir parti de kurabilir. Adı HDP de olabilir. Demem o ki tüm bu tartışmalar boş laftır. Sanki bu dava sonuçlanabilir gibi kendilerini kandırıyorlar. HDP kapatılamaz.”
367 garabeti neydi?
11. Cumhurbaşkanlığı için aday gösterilen Abdullah Gül'ün Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmesi için, ilk iki turda nitelikli çoğunluk (367 oy), sonraki iki turda ise salt çoğunluk (276 oy) aranıyordu.
Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 26 Aralık 2006'da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazısında, 367'nin sadece karar yeter sayısı değil aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğu görüşünü ortaya atmıştı.
Kanadoğlu, oylamalara en az 367 milletvekilinin katılması gerektiğini, aksi halde sonucun geçersiz olacağını iddia etmişti.
Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adayı olduğu seçimde, ilk tur oylama 27 Nisan 2007'de yapıldı. Toplam 357 oy kullanılırken, Abdullah Gül 352 oy aldı.
Oylamanın hemen ardından CHP "367 iddiasıyla" seçimi Anayasa Mahkemesi'ne götürdü.
AYM 1 Mayıs'ta verdiği kararla, cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında Meclis Genel Kurulu'nda en az 367 milletvekilinin bulunması gerektiğine hükmetti ve Meclis'teki birinci tur oylamayı iptal etti.
Karar metni şöyleydi:
"1- 11. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin ortaya çıkan Cumhurbaşkanı seçiminde toplantı yeter sayısıyla ilgili TBMM'nin 27.4.2007 günlü 96. birleşimindeki oylamaya ilişkin kararın bir içtüzük değişikliği niteliğinde görüldüğü, bunun da anayasaya aykırı olduğu Haşim Kılıç ve Sacit Adalı'nın karşı oyu ve oy çokluğuyla,
2- İçtüzük değişikliği niteliğinde görülen TBMM'nin söz konusu kararının yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiştir."
6 Mayıs'ta yapılan iki yoklamada da, CHP milletvekilleri Genel Kurul salonuna girmedi, toplantı yeter sayısı (367) bulunamadı, 11. Cumhurbaşkanı seçilemedi.