En Uzun Gecenin Ardından

Ülkemiz tarihinde yaşanan darbelerin içerisinde en acı olan, yüreklerimizi dağlayan 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden tam üç yıl geçti.

Bizleri o karanlık gecenin sabahına ulaştıran yüce Allah’a hamd ederek şöyle zihinlerimizi bir tazeleyelim istiyorum.

 

Yaklaşık 40 yıllık bir yapılanma olan FETÖ terör örgütü, devletin tüm kadrolarında etkin bir yapıya sahip olmuş, her platformda söz hakkına sahip bir eda ile caka satan insanların kol gezdiği bir mantıkla hareket ediyordu.

Bizleri 15 Temmuz sürecine taşıyan asıl neden FETÖ’nün dershanelerinin, televizyonlarının, gazetelerinin kapatılması değildi aslında. İçten içe devleti ele geçirmek adına yılların verdiği birikimdi.

Devletimiz bir yandan doğu ve güneydoğuda hainlerle mücadele ederken birçok operasyonu yöneten komuta kademesindeki FETÖ üyeleri düzenlenen operasyonların dahi akamete uğramasına neden oluyorlardı.

 

Bir zamanların Hocaefendi lakaplı hain örgüt lideri FETÖ, ömrü hayatı boyunca elde etmek istediği devlet başkanlığı hayalini gerçekleştirmek üzere düğmeye basmış ve zamanı tayin etmişti. Geçmişte birçok liderin iyi niyetle kendisiyle görüşüp istişarelerde bulunduğu o tarihlerde kimsenin aklından dahi geçmeyecek olan bu hain yapının neler yapabileceği ise akla ziyandı.

 

“Hafıza-i Beşer Nisyan ile Maluldür” sözünden hareketle, 15 Temmuz gecesine geçmeden önce 2012 yılında Elazığ’da düzenlenen Türkçe Olimpiyatlarıyla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.

Şehrin stadyumunda dönemin Kalkınma Bakanı, Milletvekilleri, Belediye Başkanının katılımıyla düzenlenen sözde olimpiyatlara 80 ülkeden öğrenci gelerek hünerlerini sergilemiş ve sadece Türkçe konuşarak katılımcıları büyülemişlerdi.

Hain örgütün ülkemiz insanının maneviyatına darbe vurduğunu mu söylesem, bizleri sırtımızdan hançerlediğini mi ifade etsem, ya da derinden derinden kuyumuzu kazdığını mı? Belki ne söylesek bu zalimler için az olur ama; kulağıma şunu fısıldadığınızı duyar gibiyim. Allah zalimlere fırsat vermesin, Allah onları GAHHAR ismi sıfatı ile KAHRETSİN!!!

 

İlkokul dönemimde gittiğim Kur’an Kursu’ndaki kıymetli hocam, Müslümanın ilk şartının uyanık olması gerektiğini ifade etmişti. İslam’ın şartlarını harfiyen yerine getiren Müslümanın uyanık olmasının kaçınılmaz olduğunun göstergesidir 15 Temmuz.

Evet, o karanlık gecede ülkemiz tarihinin belki de en uzun gecesinde neler yaşanmıştı. Darbenin ilk anlarında Elazığ’da neler olmuştu, o anlara dönmek istiyorum.

15 Temmuz sabahı uykudan uyanan fakat gecesinde şehadet mertebesine ulaşan 251 Fidan vardı artık.

 

Eski adıyla Boğazköprüsü olan şimdi ise 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde bir hareketlilik olduğunu ifade eden NTV sunucusu hayır hayır bu bir bomba eylemi değil dediği anda ekrana baktım ve NTV sunucusunun bir beyanatı yanlış verdiğini fark ettim. Çünkü böyle bir terör eylemi olduğu anda askerin değil polisimizin orada görev yapacağı aklıma gelmişti. Dakikalar sonra Sayın Cumhurbaşkanının Hande Fırat ile FaceTime yapması, dönemin Başbakanı Sn. Yıldırım’ın “TSK içerisinde bir azınlığın darbe eyleminde bulunduğunu” açıklaması artık bardağı taşıran son damla olmuştu.

Benim gibi herkesin yerinden sıçrayarak kalktığı o anlarda yapılması gerekenin Sn. Cumhurbaşkanının çağrısına uyup meydanlara gitmekti. Evet meydana gittiğim anda yapılan ilk çağrının ardından 8. Kolordu Komutanımızın bu hainlerle asla birlikte olmadığını duyunca derinden bir oh çekmiştim. Kalabalığın her geçen saniye fazlalaştığı o anlarda meydanda gür sesleriyle halkı teskin etmeye çalışan değerli sunucu ağabeylerimin gözyaşları içerisinde nasıl sunum yaptıklarına şahitlik ettim.

 

Bayanların feryatları yürek dağlıyor, sakallı amcalar dua ediyordu. İlk anda halkın sokağa çıkması için SMS ile duyuru yapan AK Parti İl Başkanı Sn. Ramazan Gürgöze ile Milletvekili Sn. Ejder Açıkkapı meydanı bir dakika boş bırakmayıp gayretle mücadele ettiler. Saatler 00.10’u gösterdiği anda Diyanet İşleri Başkanlığınca tüm camilerde okunan salalar ise hala kulaklarımda çınlıyor.

Okunan salalar ile ilgili bir komşumuzun sabaha kadar namaz kıldım demesi de aklımdan çıkmıyor. Çok uzun bir geceydi, halkı teskin etmek elbette kolay değildi. Anlık şehit haberlerinin geldiği her dakika insanlar kendini siper etmek için büyük bir mücadele veriyorlardı.

 

Aslan parçalarının üzerine F 16’larla bomba sallayan bu hainlerin hesaba katmadığı şey, bu milletin kalbinde ki İMAN AŞKIYDI.

İşte birinci, ikinci ve üçüncü tankı durdurmak adına kendisini siper eden SABRİ karşımızda. Gecenin bir vakti kamyonu ile meydanlara insan taşıyan Şerife Boz, kolunu - bacağını kaybeden fidanlar aramızda.

 

HAİNLER O GECE ORADAYDI

15 Temmuz 2016 hain gecenin yaşandığı ilk dakikalarda Demokrasi Meydanı’nın karşısında yüksek noktalara konuşlanmış hainlerin olduğunu, yaşanılanları an be an takip ettiklerini biliyoruz. O hainler ki meydanda bile yüzsüz yüzsüz dolaşmakta ve güya tepki vermekteydi.

Hiç birinin hesabı tutmamış, LA GALİBE İLLALLAH diyerek insanımız ülkesine, devletine sahip çıkmıştı. Yaşanılanlar yürek dağlasa da hainlerin emellerine ulaşamamış olması sevinç kaynağıydı.

 

O karanlık ve uzun geceden sonra meydan nöbetlerinin 28 gününde bir gazeteci olarak bulunup bir an bile ayrılmadım. Vatan, millet aşkı söz konusu olunca bütün gemileri yakacağımızı bilenler bilir. 28 gün boyunca insanların Milli İradeye ne denli sahip çıktığına şahitlik ettik ve bir olduk beraber olduk.

15 Temmuz hain darbe girişiminden birçok sonuç elde ettiğimizi, sürecin ülke insanını daha çok perçinlediğini ifade edebilirim. Amma velakin bir daha aldandığımızı, sırtımızdan hançerlendiğimizi duymak istemiyorum.

Devletimizin tüm kadrolarının bundan sonra daha temkinli, daha özverili olacağını da biliyorum.

 

Son söz olarak;

15 Temmuz 2016 tarihinde şehadet mertebesine ulaşan 251 şehidimize yüce Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı, gazilerimize de minnet duygularımızı iletiyor, Sözlerimi Arif Nihat Asya’nın dizeleriyle bitiriyorum.

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız
Ve vatansız bırakma Allah'ım!
Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,
Müslümansız bırakma Allah'ım!

 

Gülşah Altaş

Detay Dergisi İmtiyaz Sahibi

 

 

Bakmadan Geçme