Ne zaman kendimize geleceğiz!

Tüm dünyayı etkisi altına alan, ülkemizde 11 Mart tarihinde görülen COVID-19 salgını etkisini sürdürüyor. Sağlık Bakanlığı'nın her gün uyarılarına rağmen artan vaka sayılarının önüne bir türlü geçilemiyor.

Rahat bir toplum olduğumuzu, getirilen yasakları çiğneme noktasında mahirliğimizi biliriz bilmesene de giden can kayıplarına rağmen bu denli rahat tavırlar sergilemenin bir başkasının canına mal olduğunu unutmamız gerek.

Haziran ayı başlarında günlük vaka sayılarının binlerin altına düştüğünü görünce başladı rehavetimiz. Maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarını birden görmezden gelmeye başladık. Oysaki birinci dalganın devam ettiğini salgında henüz ikinci dalganın seyretmediğini birden unutuverdik.

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'nın artık sosyal medyada paylaşımlarını İngilizce yapmasına bile aldırış etmedik. Yaz aylarında artan düğün, kına gecesi, asker uğurlama gibi törenlerin her gün artarak devam ettiği, pozitif vakaların dahi buralarda kol gezdiğini unutarak eğlencemize devam ettik.

Biz Türkler korkmayız salgından diyerek kendimizi avutup durduk…

Sağlığın şakasının olmadığını bir gün bu salgının bizim de kapımızı çalacağını bile bile her türlü eğlenceden kendimizi alıkoyamadık.

Evet bu şehir 24 Ocak tarihinde büyük bir depremle sarsıldı, henüz daha yaralarımız sarılmadan bir salgın zuhur etti. Eğlenmek, tatile gitmek hepimizin hakkı olsa da koronavirüsün şakasının olmadığını her nedense görmezden geldik.

Belediye Başkanı Sayın Şahin Şerifoğulları'nın her gün sahada olması, insanları kırmayıp düğünlere iştirak etmesi, kalabalık ortamlarda bulunması derken hastalığa yakalanmasına neden oldu. Buradan belediye başkanımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, en kısa zamanda sahalarda görmek istediğimizi belirtmek istiyorum.

Söz buradan açılınca AK Partili belediyelerin her fırsatta bir açığını arayan ODA TV'de yayımlanan bir habere değinmeden geçemeyeceğim. Güya Başkan Şerifoğulları 24 Temmuz tarihinde Ayasofya Camii'nde kılınan Cuma namazına iştirak ettikten sonra hastalığa yakalanmış. Söz konusu haber sitesinin tek amacının kuru kuruya muhalefet etmek olduğunu artık bilmeyenimiz yok.

Uzmanlar, bu salgının bir grip türü olduğunu, herkesin er ya da geç bu virüsü kapacağını belirtiyor. Bir haberden nemalanmak ve Ayasofya Camii açılışından örnek vermek ne akla ne mantığa sığar.

Bu saatten sonra Sağlık Bakanlığı'nın tedbirlerine harfiyen uyarak, canımızın kıymetini bilmeli, bir süre kalabalık alanlardan uzak kalarak sosyal mesafeyi korumamız gerekiyor.

Bakanlığın verdiği mücadelenin zayi olmaması adına her ferdin daha dikkatli olması artık kaçınılmaz…

Elazığ'da artan vaka sayılarının ilk zamanlara nazaran daha yüksek olduğunu belirterek, sağlığımız ve sağlığınız için üç kuralı unutmamak gerek.

Maske

Sosyal Mesafe

Hijyen

Kalın sağlıcakla….

Bakmadan Geçme