İş insanı Arslanoğlu, millet olarak tek kurtuluşumuz üretmek

Elazığ'da 40 yılı aşkın bir süredir matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren Elif Ofset ve Kabuk Ambalaj Ltd. Şti. yöneticisi iş insanı Muhammet Arslanoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Son günlerde döviz kurlarında yaşanan artış nedeniyle toplumun her kesiminin oldukça zor günler geçirdiğini kaydeden Arslanoğlu, bu girdaptan çıkmanın tek yolunun üretimden geçtiğini vurguladI.

Matbaa sektörünün içinde bulunduğu sıkıntılardan bahseden Arslanoğlu, ham maddede dışa bağımlı kalındığı müddetçe bu ve buna benzer durumlarla karşılaşılacağının altını çizerek, üreten bir toplum olmak zorunda olduğumuzu ve ancak bununla kazanç elde edilebileceğini ifade etti.

Şimdi Elif Ofset ve Kabuk Ambalaj Ltd. Şti. yöneticisi iş insanı Muhammed Arslanoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

Sayın Arslanoğlu, Elif Matbaası uzun yıllardır matbaacılık sektöründe hizmet veriyor. Sizler ikinci kuşak olarak çalışmalarınıza devam ediyorsunuz. Öncelikle şöyle bir geçmişe gidecek olursak bizlere Elif Matbaası'nın ilk yıllarını anlatır mısınız?,

Elif Matbaası 1980 yılında aile büyüğümüz amcam Celal Arslanoğlu tarafından kurulmuştur. Kendileri o dönemde öğretmenlik mesleğini icra etmekteydi. Öğretmenlik mesleğinin yanı sıra bir de ticari faaliyete adım atmışlardı. Kuruluşumuzdan 10 yıl sonra da firmamız şirketleşerek, Elif Ofset Ltd. Şti. hüviyetini aldı. Tabi o yıllarda eski tip baskı makineleri ile tipo baskı sistemi dediğimiz şekilde matbu çalışmalar yapılmaktaydı. Kısmen de olsa ofset baskı işleri yapılıyordu ama şimdi ki gibi CTP şekliyle profesyonel değildi. 90'lı yılların başında Elazığ'da ofset baskı uygulamasına geçildi ve bunun ilk adımını da bizim firmamız attı. Elazığ'a ilk ofset baskı sistemi o yıllarda bizlerin sayesinde şehre gelmiş oldu. Tabi ofset baskı sistemiyle bütün iş ve işlemlerin daha seri bir şekilde yapıldığını söyleyebilirim. Eskiden aydınger ile alınan çıktı üzerinden baskılar yapılmaktayken şimdilerde ise kalıp sistemi ile baskılar çok daha hızlı bir şekilde yapılmakta.

Günümüz teknolojisi tabi bununla da sınırlı değil artık. Şimdiki teknolojide baskıyı makineye attığınız anda baskı imkânına sahip oluyorsunuz. Dijital çağda olduğumuz için işlerin daha rahat seyrine şahit oluyoruz. Bizler hala batıyı 20 yıl geriden takip ediyoruz. Bu işin kompetanlarına bakıldığı zaman Almanya'yı görüyoruz. Almanya'nın Heidelberg kasabasından tüm dünyanın ihtiyacı olan baskı makineleri üretimi yapılmakta. Genelde de matbaacıların elinde 2000 model makineler olurken, yeni teknolojiyi takip etmenin de zor olduğunu ifade etmek isterim. Türkiye'de İstanbul ve Ankara'da farklı makinelerle baskı işlemleri yapılırken, Ankara'dan doğuya doğru makinelerin daha eski olduğunu söyleyebilirim. Elbette ki yeni teknolojiye ayak uydurmak için çok ciddi finans kaynaklarına ihtiyaç duyulduğu aşikârdır.

BANKALARIN KOBİLERE ÖNCÜ OLMASI GEREKİYOR!

Bankaların ekonomik krizin olduğu şu günlerde kobilere daha ciddi destekler vermesi gerektiğinin altını çizen iş insanı Muhammet Arslanoğlu, açıklamasında şunları kaydetti. “Öz sermaye devrinin kapandığını ve işlerin bu şekilde yürümediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Avrupa'daki girişimciler eksi faizle borçlandıkları için diledikleri kadar sermayeyi bankalardan kullanabiliyorlar. Avrupa'daki bankaların kobilere desteği karşısında firma sahipleri batsa bile bunu devletin bir şekilde tolare ettiğini görüyoruz. Yine bununla birlikte Avrupa'da işyerlerini kapatan matbaaların makineleri ihale ile satışa çıktığı zaman 100 bin Euro gibi rakamlar söz konusu oluyor. Orada bu rakam göze gelmese de biz bunu Türk lirası ile mukayese ettiğimizde 1 milyon 400 bin TL'ye tekabül ediyor. Yani Avrupa'daki bankalardan kredi alan kobiler herhangi bir zarar durumunda, banka onu makine ekipmanını satarak tekrar finanse edebiliyor. Ülkemizde ise bankalardan alınan KGF kredilerinin, kobiler tarafından farklı kaynaklara aktarılarak amacı dışında kullanıldığını görüyoruz.

Devletten alınan kredilerle makine ekipmanı almak yerine farklı farklı yerlerde bu kredilerin değerlendirilmesinin yanlış olduğunu belirtmek istiyorum. Kredi çeken kobilerin takibinin yapılmasının da elzem olduğu artık anlaşılmıştır. Kontroller sağlansaydı belki şu an bu daralan piyasada finansman sorunu yaşanmazdı. Birçok firmanın faaliyetini durduğu bu dönemde ayakta kalan firmaların da büyük badireler atlatarak işlerine devam ettiğini söyleyebiliriz. Doğu Anadolu Bölgesi'nde en çok maliye evrakı basan firmaydık. Tabi e – faturaya geçildiği ve işler yüzde 40 oranında düştüğü için cirolarda da yüzde 40'lık bir kayıp yaşandığını ifade etmek istiyorum. Bu kaybın önüne geçmek adına ambalaj ve tek kullanımlık ürün olarak sektör değiştirmek zorunda kaldık.”

PANDEMİ DÖNEMİNDE HİÇBİR ÇALIŞANIMIZI İŞTEN ÇIKARMADIK

Önce deprem, sonra pandemi ve ekonomik kriz dönemlerinde hiçbir çalışanını işten çıkarmadığını belirten iş insanı Muhammet Arslanoğlu, “Pandemi sürecinde devletimiz bizlerin yanındaydı. Firmam adına şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki devletin varlığını ciddi anlamda hissettik” diye konuştu.

Grafix olarak iş kollarınızdan bahseder misiniz? Ne tür baskılar yapıyorsunuz ve bünyenizde kaç istihdam söz konusu?

Firmamız yıllarca şehrin en merkezi noktasında bulunan Köfteciler Sokağı'nda faaliyetlerini sürdürüyordu. O yıllarda tasarım çalışmalarına ağırlık vermiyorduk. Şimdi Grafix firmamızda tasarım çalışmalarımızla işimiz daha profesyonel bir mantıkla ilerliyor. 2015 yılında Köfteciler Sokağı'nda bulunan işyerimizden ayrılma kararı alınca yeni yerimiz olan Malatya Caddesi'ndeki bu adresimize 2,5 – 3 Milyon TL tutarında bir yatırım yaparak 15 istihdam sağladık. Makine ekipmanlarımız ile daha kurumsal bir yapıyı kendimize hakim kıldık. Grafix'te reklam alanında da isim yaptık. Firmaların tabela, cam giydirme gibi çalışmalarını burada yapmaktayız. Bir firma bizlerin yanına geldiğinde A'dan Z'ye kendilerine çözüm sunmaya gayret gösteriyoruz. Grafix markamızın bu konuda doğru bir yatırım olduğunu düşünüyoruz. Kurumsallaşma anlamında bizlerin de bakış açısını değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Müşteri memnuniyeti olmazsa olmazlardandır. Sizlere bu konuda geri dönüşler nasıl oluyor?

Müşteri memnuniyeti bizler için olmazsa olmazımızdır. Müşteri her zaman haklıdır, müşterilerimizin bizlere sağladığı imkânlarla ayakta durduğumuzu belirtmek istiyorum. Müşterilerimizi kırmamak, onları gücendirmemek adına gayret gösteriyoruz. Teknolojinin sunduğu imkânlarla kendileriyle mail sistemiyle haberleşiyor ve anlık tasarımları gönderiyoruz.

Birazda ekonomiyi konuşmak istiyoruz. Özellikle son günlerde dövizde yaşanan artış nedeniyle kâğıt sektörünün büyük yara aldığını biliyoruz. Birçok üretici firmada kâğıt stoğu sorunu yaşanıyor. İçinde bulunduğumuz bu dar boğaz birçok sanayiciyi derinden yaraladı bu konuda neler söylersiniz?

Sektörün yaşadığı ciddi bir ham madde sorunu bulunmakta. Bu problemin bütün sorumlusunun devlet olduğunu ifade edemeyiz. Bizler millet olarak üretime ağırlık vermedikçe bu tür sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız. Bir yandan faiz indiriminin güzelliğini yaşarken, diğer yandan döviz artışıyla çıt kırıldım bir ekonomiye sahip olduğumuzu görüyoruz.

BANKALAR İŞLETMELERİN ÖNÜNÜ AÇMALI

Özellikle bu zor günlerde bankaların işletmelere çeşitli kolaylıklar tanıması gerektiğini kaydeden iş insanı Arslanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Piyasada sıcak para olsa bu döviz artışları tolare edilebilir. Devlet üretim amaçlı kobilere destek sağlarsa bu işin çok rahatlıkla düzeleceğini düşünüyorum. Şu an içinde bulunduğumuz süreçte patronundan – işçisine herkesin sıkıntı içinde olduğunu biliyoruz. Ama bizler aynı gemideyiz, bu geminin de yol alması adına çok çok çalışmamız gerektiği gerçeğini unutmayalım. Toplum olarak her şeyi devletten bekleme anlayışını terk etmemiz gerekiyor. Çalışmayan, üretmeyen ve rehavete girmiş bir toplumla karşı karşıyayız. Bu rehavetten vazgeçersek eğer, krizlerin bizi es geçeceğini ifade edebiliriz. Çalışarak gayret gösterirsek eğer el birliğiyle bu krizlerin de üstesinden geleceğimizi belirtmek istiyorum. Devletimiz pandemi sürecinde SGK pirimi desteğinden tutun da çeşitli destekler sundu. Devletin sunduğu imkanlardan sonra bizlerin de artık daha çok çalışması gerektiği bir gerçektir. Çin ve Amerika gibi ülkelerin bu krizlerden çok etkilenmediğini, bunun da ekonomilerinin çok sağlam bir yapıya sahip olmasından kaynaklandığının altını çizen iş insanı Arslanoğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

“Bugün Çin, kasasında 2 Trilyon dolar gibi büyük bir sermaye ile Amerika'ya kafa tutuyorsa bunun nedeninin çalışmak ve üretim olduğunu söyleyebiliriz. Bizlerde şapkamızı önümüze koyacağız ve çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız çünkü millet olarak başka kurtuluşumuz yok. Öncesinde deprem sonrasında pandemi ve şimdide ekonomik bir buhran ile vatandaşımız mücadele ediyor.

Elazığ'ın ekonomisinin diken üstünde olduğunu biliyoruz. Bu konuda hükümetin esnafa yönelik destek paketlerini artırması kaçınılmaz. Bu konuda neler söylersiniz?

Elazığ'da 24 Ocak 2020 yılında yaşadığımız büyük deprem sonrasında şehrimizde bir inşaat ekonomisi oluştu. Esnaftan bir çivi bile olsa alınarak Elazığ ekonomisine katkı sağlandı. Fakat şehrin yöneticilerinin bunu fırsata çevirememesi de ayrı bir sıkıntı oldu. Şehrin dört bir etrafında inşa edilen konutlarla adeta yeni bir şehir kuruldu. Ancak ne acıdır ki biz bunu fırsata dönüştüremedik. Elazığ'da insanlar garip bir psikoloji içerisinde devlet dairelerinde işe girmenin hayaliyle yaşıyor. Aslında bu mantığın yanlış olduğunu, özel sektörde faaliyet göstermenin daha etkili olduğunu söylemek istiyorum. Bütün bölge müdürlüklerinin Elazığ'da olmasının avantajının olduğunu iddia etmek yanlıştır. Bir fabrika bile kurulduğu takdirde istihdam alanının daha çok olduğu gerçeğini unutmayalım. Eğer bir şehrin sanayisi gelişmişse, o şehirde bölge müdürlüklerinin çok olması bir anlam ifade etmiyor. Bizler, üretim sanayi hamlesini bir an önce hayata geçirmeli ve istihdam alanlarını artırmalıyız. Üretime dayalı bir sistem geliştirerek ekonomimizi güçlendirmeliyiz.

Bir diğer önemli husus ise; bu şehirde esnaflık yapan kişilerin hemen yanı başımızda bulunan güzide şehir Gaziantep'e giderek oradaki esnaftan birçok ders çıkarması gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Atalardan bizlere miras kalan ticari kafayla iş yapmak bir şey kazandırmıyor. Ticareti tam manasıyla icra edemiyoruz. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp diyerek sanayicimizin özellikle Gaziantep gibi şehirlerde ticaretin nasıl yapıldığını gidip görmesini arzu ediyorum.

Matbaa sektörünün haricinde şirketinizin farklı bir iş kolu da bulunmakta. Üretim ve istihdama yönelik bu tür çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Matbaa sektörünün haricinde bir diğer iş kolumuz da ambalaj sektörü üzerinedir. Bundan 10 yıl önce kurulan bir şirketimiz vardı. O şirket o günün şartlarında çalışmalarını durdurmuştu. 2009 yılında 35 – 40 kişi burada çalışıyordu. Bizler yeni bir karar alarak 2021 yılının mart ayında bu şirketi Kabuk Ambalaj firması adı altında yeniden hayata geçirdik. Çiftçiler Birlik Kağıtçılık A.Ş bünyesinde bulunan ve bir çok ulusal markanın fason üreticisi Mavi Beyaz markasının Elazığ ana bayiliğini aldık. İçinde bulunduğumuz pandemi döneminde herkesin büyük önem verdiği tek kullanımlık ürünlerin satışını yapmaktayız. Böylesi bir yatırımı yaptığımız için de son derece mutlu olduğumuzun altını çizmek istiyorum.

Son olarak Detay Dergisi okuyucuları için neler söylersiniz?

Şu anda bu söyleşiyi okuyan hemşerilerimize şunu ifade etmek istiyorum. Millet olarak çok çalışıp üretmekten başka bir çaremizin olmadığı kaçınılmazdır. Evde oturan hanım kardeşlerimizden, yolda gezen gençlerimize kadar herkesin çalışarak üretip ekonomiye nasıl katkı verebilirim demesi gerekmektedir. Çok çalışarak sağlam bir ekonomiye sahip olmak mecburiyetindeyiz. Toplumun her kesimi bir an önce bu rehaveti üzerinden atmalı ve üretim alanında ülkesine ne gibi katma değer katabilirim düşüncesiyle hareket etmelidir.

Bu duygu ve düşüncelerle yazılı ve görsel medyanın da üzerine düşen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmesini temenni ediyor ve düşüncelerimize değer verip bize bu sayısında yer veren Detay Dergisi'ne yayın hayatında başarılar diliyor, nice 30 sayılar çıkarmasını canı gönülden arzu ediyorum.

Elazığ Detay Haber Merkezi

Bakmadan Geçme