Bizi Bu Hale Amellerimiz Getirdi

27 Mart 1994 tarihinde gerçekleşen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi girmedik hane, sıkmadık el bırakmayan Refah Partililer muazzam bir seçim kampanyası yapmış, Beyoğlu'nun ara sokaklarındaki kafelerde dahi çalışmalarını sürdürmüşlerdi.

O yılların Refah Partili tek belediyesi olan Konya Büyükşehir'in hizmetleri dilden dile dolaşıyor yurdum insanı bunun tüm ülke sathına yayılmasını istiyordu.

Milli Gençlik Vakfı'na mensup gençler, üstat Necip Fazıl Kısakürek'in ifadesiyle kim var! " diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "ben varım! " şuuruna sahip gece gündüz aşkla çalışanlardı.

Herkesin zafere inandığı o günde sefer bizim zafer Allah'ındır diyen gençler amaçlarına ulaşarak çöp, çukur, çamur zihniyetini devirmeyi başarmışlardı.

Efsane hizmetlerin başladığı 94 yılında 28 Refah Partili belediye destanlar yazarak sonraki yıllarda da belediyeleri kazanmışlardı.

Ülke ekonomisinin can çekiştiği, her yeni güne zamlarla uyandığımız o yıllarda 95 yılında gerçekleşen genel seçimlerde Refah Partisi birinci parti olmuş ve DYP ile koalisyon hükümeti kurarak iktidara gelmişti.

Merhum Prof.Dr. Necmettin Erbakan hocanın 11 aylık hükümet döneminde sayısız icraatlar ülke insanına sunulmuş ve memur maaşları yüzde 50 oranında zamlanmıştı.

Yıllar yılları aralarken 2001 yılında yaşanan kriz ise ülke insanının canına tak etmiş yeni bir parti arayışı gündeme gelmişti. Kurulan yeni partiyle ilk seçimlerden ezici bir çoğunlukla çıkan AK Parti 18 yıl boyunca sayısız hizmetlere imza atmış ve her seçimden birinci parti olmuştu.

17 – 25 Operasyonları, 15 Temmuz hain darbe girişimi derken Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan baskılar ise bitmek tükenmek bilmiyordu.

Gerçekleşen her seçim sonrası ülke ekonomisi büyük yaralar alarak faturası da vatandaşa kesilmekteydi.

Zafer sarhoşluğuna kapılan gençler ise bürokrat, milletvekili olma hayali ile yanıp tutuşurken eskiden olduğu gibi direklere çıkıp bayrak asma yerine belediyelerin itfaiye araçları ile asılmaktaydı.

31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerinde 13 bin farkla seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu'na önce mazbata verilmiş ardından ise YSK seçimi iptal etmişti.

23 Haziran'da yeniden yapılan seçimde ise 800 bin gibi azımsanmayacak bir farkla yeniden İmamoğlu seçimi kazanmış, Beylikdüzü meydanında toplanan kalabalık bira şişeleri ile sosyal medyayı sallamıştı.

Bizi bu hale amellerimiz getirdi dedik ya…

Yapılan sadece bir belediye başkanlığı seçimiydi oysa ki..

Oyunuzu ya SİSİ'ye ya Binali Beye verin derken kendi seçmeninizi küstürdüğünüzü, bu seçimler beka seçimleri derken de ülkede bir kutuplaşma ortamı oluşturduğunuzu fark etmediniz bile…

Bürokratların seçim çalışmalarına katılmak yerine gurur, kibir, enaniyet abidesi olduklarını görmediniz…

Evet, İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder demiştiniz!

Gözbebeğiniz İstanbul şimdi 94 yılı öncesi olduğu gibi yine CHP idaresine geçti.

Hamuru maneviyatla yoğrulmuş İstanbul'un Cami avlusunda içilen biraların hesabını kim verecek?

Biz değil miydik; maneviyatı her şeyden üstün tutan bir anlayışa sahip olan !!!

Biz değil miydik; Sultan Fatih'in fethettiği güzelim diyara yeniden can katmak isteyen!!!

Biz değil miydik; çöp, çukur, çamur zihniyetine son veren !!!

Peki, ne oldu bize! neden bu hale geldik?

Sorunun cevabını çok düşünmeye gerek yok. Bizi bu hale amellerimiz getirdi.

Bakmadan Geçme