Bahşi: Enflasyon hayatımızdan çıksın, maaş ve ücretlerdeki erime bitsin

Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, kamu görevlileri ve emeklilerinin Temmuz ayında alacağı maaş artışları belli olmasının ardından değerlendirmelerde bulundu.

Haziran ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte kamu görevlileri ve emeklilerinin Temmuz ayında alacağı maaş artışları belli oldu.

Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi, maaş artışlarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Bahşi; “Haziran ayı enflasyon rakamının %1,64 olarak açıklanmasıyla birlikte kamu görevlileri/emeklilerinin Temmuz ayında alacağı maaş/ücret artışları belli oldu. Haziran ayı verilerine göre Ocak-Haziran 6 aylık enflasyon %24,73 ve yıllık enflasyon %71,60 olarak gerçekleşti. Bu veriler çerçevesinde, enflasyon farkı %8,46 ve kamu görevlilerinin alacağı zam oranı %19,31 oldu. 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Kamu İşveren Heyeti'nin direttiği, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun noter görevi üstlenerek tescillediği maaş/ücret artışları; yüksek enflasyona yenildi ve 6 aylık dönemin son 3 ayı (Nisan -Mayıs-Haziran) kamu görevlileri cebinden, birikiminden ve kazancından harcayarak ayakta kalmak için mücadele etti. Mevcut artışlarla birlikte; En düşük kamu görevlisi maaşı 30.560 ₺'den 36.460 ₺'ye En düşük kamu görevlisi emekli aylığı 14.740 ₺'den 17.585 ₺'ye yükselmiş oldu. Kamu görevlisi emeklilerine yapılmayan (1 yıl) seyyanen artış “Görev Aylığı-Emekli Aylığı” arasındaki uçurumu büyütüyor, gelir kayıpları artarak devam ediyor. Emekliler Yılına yakışacak ve taçlandıracak düzenlemeler uygulamaya geçirilmeli; emek verenlerin, ömrünün büyük bir kısmını alın teri akıtarak geçirenlerin taleplerine kulak verilmelidir. Memur-Sen olarak; 7. Dönem Toplu Sözleşme masasına kamu görevlilerinin, emeklilerinin, kadın çalışanların ve engellilerin beklentilerini karşılayacak, kamu personel sistemindeki çarpıklığı düzeltecek, çalışma hayatında barışı tesis edecek adil ve makul tekliflerle gittik. Biz Memur-Sen olarak; beklenen ve tahmin edilen enflasyon ile piyasa gerçekliği bulunan ve kamu görevlilerimiz tarafından kabul edilen maaş/ücret artışı dışında hiçbir hükme imza atmadık, atmayız” dedi.

“YÖNTEM ADİL OLMALI, SONUÇLARI EMEKÇİYİ KORUMALI”

Bahşi, gelir dağılımının adaletsiz olduğunu belirterek; “Emek tarafının ücretlerine yönelik uygulanan tedbirler; emek tarafının maaş/ücret artışlarını baskılarken, piyasa fiyatlarındaki artışlar ise halen sürüyor. 1 Temmuz itibariyle elektriğe gelen %38 zam, doğalgaz desteğinin ve %25 kira sınırı süresinin uzatılmaması, zorunlu harcamalara gelen artışlar, dolaylı vergilerin yükü ve diğer ekonomik gerçekler; sabit gelirlilerin maaş/ücret artışından daha fazla gider sağladığı gerçeği ıskalanmamalıdır. Maaşlar/ücretler ile piyasadaki fiyat artışlarının kaybedenini sürekli olarak sabit gelirlilerimiz olduğu gerçeğinin bilinmesine rağmen, maaşlara 6 ayda bir, ürünlere ise hemen hemen her ay artış yapılmaktadır. Enflasyon baskılanmadığı, fiyat artışları durmadığı müddetçe maaş/ücret artışları erimeye, emekçi kaybetmeye ve gelir dağılımındaki adaletsizlik büyümeye devam edecek. 1 ay boyunca emek veren, gece gündüz çalışan ve evine helal ekmek götürmek için dişini tırnağına takan emekçinin “ücreti” enflasyonu artıyor söyleminden/eyleminden vazgeçilmelidir. Bu noktada atılacak adımlar, yapılacak düzenlemeler ve belirlenecek yöntemler adil olmalı, sonuç; alın teri ve akıl terinin değerini artırmalı, emekçiyi korumalı, gelir dağılımında adaleti sağlamalıdır.” Dedi.

“KAMU GÖREVLİLERİNİN BEKLENTİLERİ ÖTELENMEMELİ, VAADLER HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”

Memur-Sen Elazığ İl Temsilcisi İbrahim Bahşi yaptığı açıklamada; “7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri; Kamu İşveren tarafının eksiklik ve yanlışları tutumları, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun ise haksız ücret artışları ve adil olmayan sonuçları geride kaldı. Toplu sözleşme görüşmelerine yaklaşık 1 yıl var. Bugünden toplu sözleşme yasasının ve masasının eksiklikleri, fazlalıkları ve aksaklıkları görülerek çözülmeli, kamu görevlileri ve emeklileri için adil, makul ve yetkili Konfederasyon tarafından güçlü müzakereyi mümkün kılacak Toplu Sözleşme Yasası hayata geçirilmelidir. 2024 Temmuz ayı maaş/ücret artışlarına ilave olarak; acilen, zamana bırakılmadan, sosyal maliyet üretilmesine fırsat verilmeden çözülmesi gereken hususlar bulunmaktadır. 1. Dereceye 3600 Ek Gösterge; Memur-Sen'in mücadelesi, kararlı duruşu ve haklı teklifleriyle 7. Dönem Toplu Sözleşme'de hüküm altına alınan ve emekli olan/olmayı bekleyen kamu görevlileri için önemli derecede etkisi bulunan düzenleme toplumsal maliyet üretilmeden yetkili Konfederasyonla çalışması tamamlanarak hayata geçirilmelidir. 4688 sayılı Kanunun; uluslararası normlara, sendikal gerçeklere ve evrensel ilkelere uygun olarak güncellenmeli, sendikal özgürlükler artırılmalı, örgütlenmenin önündeki engeller kalkmalı, “taraf”ların imza altına aldığı hükümler eksiksiz uygulanmalıdır. Toplu Sözleşme İkramiyesi; sendikal örgütlenmenin azaltılması, toplu pazarlık müzakerelerinin zayıflatılması ve sendikacılığın önüne engel konulması amacıyla CHP-AYM tarafından iptal edilen bu yanlıştan acilen dönülmeli, 15 Temmuz maaş/ücretlerine yetişecek şekilde ve geçmiş kayıpları telafi edecek biçimde düzenlenmelidir. Koruyucu Giyim, Servis Hizmeti, Fazla Çalışma Ücreti ve diğer Toplu Sözleşme hükümlerimiz; Anayasa-Uluslararası Sözleşmeler-Kanunlarla koruma altına alınan kazanımlarımız engellenemez. Memur-Sen olarak; toplu sözleşme hakkını elde etmek için büyük mücadeleler verdik. 20 yıllık süreçte atılan demokratik adımları, sendikal örgütlenme alanındaki gelişmeleri ve özgürleşme alanındaki genişlemeleri olumsuz etkileyecek düzenlemelerden kaçınılmalıdır. Büyük ve Güçlü Türkiye hedefine; gelir dağılımında adaletin sağlandığı, vergide hakkaniyetin hayata geçtiği, sosyal diyaloğun etkin kullanıldığı, emeğin hakkının teslim edildiği ve emek örgütlerinin önündeki engellerin kaldırıldığı bir zeminde çok daha hızlı ulaşacağız. Biliyor ve inanıyor ki; ekonomik sorunlar, yüksek enflasyon rakamları, gelir kayıpları ve gelir dağılımı adaletsizliği en yakın zamanda bitecek. Olumsuzlukların ortadan kaldırılması noktasında Türkiye her zaman olduğu gibi ortak akılla, sosyal paydaşlıkla, sosyal diyalogla bütün kesimlerin görüşlerini dikkate alarak adım atacaktır.” Dedi.

Bakmadan Geçme