Mutlak olan bir şey var ki, bireylerin, toplumların ve devletlerin gelecekte ne kadar yaşayacağı sadece Allah’ın bilgisi dahilindedir.
Benim burada yazdıklarım tarihsel gerçeklere ve sosyolojik ve siyasal gelişmelere dayalıdır.
Komplo teorisi kötü bir şey değildir ama siz bu yazdıklarımı komplo teorisi diye de değerlendirebilirsiniz.
İsrail, savaşa ve düşmanlığa motive edilmiş bir toplumdur.
İsrail'in günümüzde içinde bulunduğu durum ve sürdürdüğü politikalar dikkate alındığında, uzun ömürlü olmayacağına inanan birçok siyaset bilimci vardır. Hatta birçok Siyonist Yahudi uzmanlar da İsrail devletinin; iç siyasetteki başarısız politikalarından, sürekli tekrarlanan seçimlerden, kurulamayan iktidarlardan kaynaklı bunu dile getirmişlerdir. Koalisyon hükümetleri ile birlikte Filistinliler ile sağlanamayan barış, dolayısıyla sürekli can güvenliklerinin tehlikede oluşu halkı bıktırmıştır.
İsrail vatandaşları içerisinde, savaş istemeyen, Filistinliler ile birlikte barış içinde yaşamak isteyen birçok dini cemaatler de, mevcut İsrail politikalarına karşı eylem yapmaktadırlar.
İçerideki bu sorunların yanı sıra, dış politikada uyguladıkları politikalar ile bölge ülkeleri ile sürekli kavgalı oluşu gibi etkenler de Siyonist Rejimin karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardır.
İçerdeki ve dışardaki bu sorunlar nedeni ile endişeye düşen birçok Siyonist uzmanlar ve bazı devlet yetkilileri, Siyonist İsrail devletinin ömrünün uzun olamayacağı yönünde görüşlerini dile getirmektedirler.
İsrail'in eski başbakanlarından olan Ehud Barak 2000 yılında yapmış olduğu bir açıklamada, İsrail devletinin 80 yılını doldurmadan yok olacağını ifade etmiştir. Ehud Barak'a göre İsrail’in geleceği geçmişinde gizlidir. Yahudilerin tarihinde sadece tek bir devlet kısa süreliğine de olsa 80 yılı aşabilmiştir.
2022'den beri İsrail başbakanlığı yapan Binyamin Netanyahu 2017 yılında İngiltere'de yaptığı bir açıklamada İsrail’in Devleti'nin ömrünün belki 100 yılını bulabileceğini öngören bir açıklama yaparak şu sözleri ifade etmişti.
"Ülkemiz daha önce iç çatışmalar nedeniyle 80 yıl süren ilk dönemin ardından parçalandı. 77 yıllık olan 2. dönemde ise yine dağıldık. Biz bugün 3. dönemdeyiz ve 80 yıllığa yaklaşıyoruz.”
Yahudi olan ve Museviler için de önemli bir dini cemaat olan Ortodoks olan bir grup, İsrail Devleti'nin kuruluş aşamasında bile karşı çıkmıştır.
Siyonistlerin devlet kurma anlayışına karşı çıkan bu dini cemaat, devletin kurulmasının dinen doğru olmadığını, Yahudilerin kıyamete kadar diaspora statüsünde yaşaması gerektiğini savunarak Siyonist Theodor Herzl ve diğer Siyonistlerin düşüncelerine muhalefet etmiştir.
Filistin'in bağımsızlığı için mücadele veren Hamas'ın kurucularından, Şeyh Ahmet Yasin de, İsrail'in yıkılma sürecinin 1987 yani İlk İntifada süreci ile başladığını ve sürecin 40 yıl içinde tamamlanacağını öngörmektedir. Bu tespite göre de Siyonist İsrail devleti 2027 yılında yıkılacağını öngörmektedir.
Bu konu ile ilgili Kur'an ayetlerine baktığımızda, İsra Suresinin 104'üncü ayeti bir mucizeye tanıklık etmektedir.
Bu ayette, Yahudilerin geri toplanacaklarını öngörür ve onları uyarır.
"Ve bundan sonra İsrailoğullarına dedik ki: Yeryüzünde oturun,"
Ayette geçen "arz" yeryüzünü ifade etmektedir. Bu ayette Allah Yahudilere dağınık olarak yani diaspora şeklinde yeryüzünde yaşayın ve bir araya gelerek devlet kurmayın diye emrettiği de söylenebilir.
Yukarıda bahsettiğimiz Yahudi cemaati de bu gerekçe ile İsrail devletinin kurulmasına karşı çıkmıştır.
İsra suresinin başlarındaki ilk ayetlerde de Yahudilerin bir araya toplanarak güç elde ettikten sonra azgınlaşmaları nedeni ile helak olduklarından bahsetmektedir.
Gerek bu ilahi referanslar ve gerekse Yahudi olan ve olmayan birçok sosyal ve siyaset bilimci Siyonist İsrail Devleti'nin, içeride ve dışarıda izlemiş olduğu azgın politikalar nedeni ile ömrünün uzun olmayacağını ifade etmektedirler.
Yahudilerin kendi kaynaklarındaki inanç sistemine göre Arz-ı Mevud konusu oldukça önemli hatta vazgeçilmez bir husustur. Siyonist İsrail devletinin varlığını sürdürebilmesi için, Arz-ı Mevud'u yani İsrailoğullarına vaad edilen kutsal topraklar için yapılması gereken, Mescid-i Aksa'yı yıkıp Süleyman Mabedi'ni inşa etmektir. Eğer bu süre içinde yapılamaz ise kurulduktan 74 yıl varlığının sona ereceğine inanmaktadırlar.
Bu tarih,1948 yılında kurulan İsrail için 2022 yılına tekabül ediyor. Bu tarihe kadar Süleyman Mabed'ini inşa edemedikleri için yıkılma zamanı gelmiştir.
Unutmayalım ki,“ Zulümle abat olanın akıbet berbat olur.” sözü ilahi, sosyolojik bir gerçektir.
Terörist İsrail Devleti, sapkın inançları doğrultusunda Müslüman Filistin halkına zulüm yaptıkça kendi elleri ile sonunu hazırlamaktadır.
Artık İsrail için yolun sonu çok yakın.