İşgalci Siyonistlerin bu konuda iki temel iddiası var.
Birincisi, “Filistin boş bir araziydi, bir çölden ibaretti. Biz girdik ihya ettik. Bu nedenle oralar bize aittir”
İkincisi, “Filistinliler kendi topraklarını kendi elleriyle sattılar, biz de büyük paralar verip satın aldık”
Yapmış oldukları işgali meşru göstermek için bu iki argüman ile propaganda yaparak tüm dünyayı inandırmak istemektedirler.
Bu iki iddia bile kendi içinde saçma ve tutarsızdır.
Boş arazileri size kim verdi?
Hani satın mı almıştınız?
İşin gerçeğini ve tarihsel sürecini doğru biçimde ortaya koymak lazım.
İsrail işgal devleti, “Terk edilmiş arazilerle ilgili kanun” başlığı altında bir kanun çıkararak göçe zorlanan Filistinlilere ait yüz binlerce dönüm araziyi, bu topraklara getirilen, Yahudi göçmenlere peşkeş çekmişlerdir.
Filistinliler arazilerini kendi elleriyle sattılar ise, neden bu topraklara “terk edilmiş araziler” kanunu çıkarıldı? Binlerce hatta milyonlarca dönüm arazinin “terk edilmiş” olması İsrail'in bu toprakları satın alarak değil de zorla ve şiddet yöntemi ile bu insanlardan aldıklarının apaçık delilidir.
Mademki Filistinliler arazilerini kendi elleriyle sattılar; neden buralar “terk edilmiş araziler” hükmüne girdi?
Birazda tarihi süreçten bakacak olursak gerçek daha iyi anlaşılır.
Filistin topraklarının tamamı 28 milyon dönüm civarındadır.1948’de işgalci israil devleti kurulduğunda, Yahudilerin sahip oldukları arazi miktarı 2 milyon dönümdü. Yani tüm Filistin topraklarının % 7’si kadardı.
Bugün ise işgalci İsrail, Filistin topraklarının % 85'inden fazlasını işgal etmiştir.
Filistinlilerin topraklarını sattı iddiasına bakacak olursak, iddia edildiği gibi değil koskoca bir yalan ve algının olduğunu görürüz.
Rakamlara baktığımızda, İsrailliler, 250 bin dönüm araziyi de Filistinlilerden satın almışlardır. Yani Filistinliler ‘den satın aldıkları toplam arazi miktarı, Filistin topraklarının binde 9’una tekabül etmektedir. Bu arazilerini satanlar da halktan çok şiddetli tepkiler gördükleri için Filistin’i terk etmek zorunda kalmışlardır.
Bu algı ile Filistinlileri suçlayanlar ya hainliğinden ya da aptallığından bu yönde konuşmalar yapmaktadırlar.
Filistin halkının % 99’u gibi büyük bir oranı, Yahudilere arazi satmamıştır. Bu konusunda çok kararlı davranmışlardır. Buna uymayanlar ise Filistin'de barınamayıp terk etmişlerdir. Her toplumda bu tür insanların az ya da çok çıkması mümkündür.
Yahudilerin, çok cazip fiyat tekliflerine rağmen bu kadar yıl içinde satılan toplam arazi miktarı binde dokuz oranında kalması, Filistin halkının bu konuda ne kadar kararlı olduğunu gösterir. Filistin halkının bu azim ve kararlılığına rağmen iftiraya uğramışlardır. İçimizdeki bir kısım cahil ve hainler ise Arap ve İslam düşmanlığı nedeni ile her fırsatta bu iftiraları tekrarlayarak siyonist İsrail'in çıkarlarına hizmet etmektedirler.
Bu konuda bir başka delil ise onlarca yıldır İsrail'in devletinin yapmış olduğu katliamlardır. Çocuk, kadın, genç ve yaşlı demeden binlerce insanı katletmesidir.
Filistinliler kendi rızaları ile topraklarını satıyor ise İsrail devleti neden bu katliamları yapıyor?
Bugün Filistin’in dışında beş milyon civarında insan mülteci olarak Filistin’in dışında yaşamaktadır. Yani tehcire tabi tutulmuş, göçe zorlanmışlardır.
Topraklarını, İsrail lobilerinin iddia ettiği gibi büyük paralar ile satarak parasını alan insanlar, başka ülkelerde kendilerine yeni bir hayat kurma imkânı varken neden mülteci kamplarında sefalet içinde yaşasınlar?
İsrail devletinin mülteci durumundaki Filistinlilerin geriye dönme haklarını kabul etmemektedir. Neden bu insanların yurtlarına dönme haklarını kabul edilmesi mümkün olmayan çeşitli şartlar ileri sürerek engellemektedir?
Filistinlilerin topraklarını büyük parayla satın almış olsalardı, ellerindeki satış belgelerini ve tapuları gösterir, geriye dönen mültecileri de uygun bir yere yerleştirirlerdi. Fakat işgalci israil devleti, göçe zorlanan insanların topraklarına “terk edilmiş arazilerle ilgili kanun” yoluyla sahiplendiklerinden, başka ülkelerde yaşayan Filistinli mülteciler, yurtlarına döndüklerinde o sözde terk edilmiş o arazilerin asıl sahipleri ortaya çıkacak ve işgalcilerin buralara satın alma yoluyla değil de zorla işgal yoluyla sahip oldukları anlaşılacaktır.
Yalnızca bu gerçek bile Siyonist İsrail'in nasıl yalan algı oluşturduğunun en büyük delilidir.
Bu iddialar siyonist lobilerin kasıtlı olarak ortaya attıkları yalanlardan ibarettir.