Adını sen koy!

Türkiye stratejik, birçok ülkenin iştahını kabartan ve küresel emellerin gerçekleştirilmesi hayallerinin bolca senaryolaştırıldığı ve zaman zaman simülasyonların yapıldığı bir coğrafya üzerinde bulunuyor.

Zaman zaman bazı sitelerde yayınlanan haritalarda da görülüyor ki geçmişten gelen düşmanlık ve kin devam ediyor. 
Osmanlı bakiyesi son kara toprağını bile çok gören ve bunu parçalayarak değişik milletlere ait ülkeler oluşturmak arzusuyla yanıp tutuşan ülkeler, bu amaca ulaşmak amacıyla içimizdeki farklılıklardan hareket edip ektikleri fitne tohumlarıyla Türkiye’ye diz çöktürmek amacıyla her türlü yola başvuruyorlar.

Suriye’de yaşanan iç çatışma ve mevcut yönetimin kendi halkına yönelik başlattığı savaştan korunmak amacıyla farklı ülkelere sığınan göçmenlerin önemli bir bölümü de ülkemize sığındı.

Geçmişte tüm bu coğrafyaya adalet, barış ve huzur götüren Osmanlı’nın bir devamı olan Türkiye, olan bitene kayıtsız kalmadı ve Suriyeli mültecilere kapılarını açtı.

Şimdilerde daha temkinli davranılıp düzensiz göçmenler ülkemize alınmıyor olsa da geçmiş yıllarda çok sayıda Suriyeli bu coğrafyaya geldi ve güney illerimiz ile İstanbul başta olmak üzere hemen her şehrimize yerleştiler.

Birçoğu, ülkemiz ekonomisine ve üretimine katkı sunmakla birlikte, bazı davranışları ile tepki toplayanları olduğu gibi asayiş olaylarına karışanları da oldu.

Ülkemizdeki toplam sayısı ile vatandaşlık verilenlerin sayıları zaman zaman tartışma konusu olsa da hükümetin geldiği nokta; yeni göçmenlerin gelişine izin vermemek, izinsiz gelenleri de sınır dışı etmek.

Olumsuz bazı örnekleri gündeme getirip göçmen karşıtlığı üzerinden siyaset yapılmasına zaman zaman iş dünyasından itirazlar geliyor olsa da bunu siyasetinin tek aracı haline getiren Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, ülkenin huzurunu bozacak tehlikeli adımlar atmaya devam ediyor.

Özdağ’ın "Suriye sınırına gidip ilk mayını döşeyeceğiz" gibi provokasyon kokan açıklamasına karşılık İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, engel olunacağını ifade etmişti.

Soylu’nun bu açıklamasına rağmen akla ziyan bir tavırla Hatay'a giden Özdağ, il sınırında jandarma tarafından engellendi. 

Özdağ, Twitter hesabından yaptığı paylaşımla uygulanan yasağa tepki gösterip, tüm siyasi partileri tepki göstermeye davet ederken, il başkanlarına talimat vererek Hatay’a gelme çağrısında bulundu.

Zafer Partisi Elazığ İl Teşkilatı da gelen talimat gereği üç kişiyle Hatay’a gitmek için yola koyuldu. 

Kendisini Türk milliyetçisi olarak tanımlayan Özdağ, ekonomik, sosyal ve devlet yönetimiyle ilgili herhangi bir iddiası bulunmadığı için olsa gerek, toplumun bir kesimin hassasiyeti üzerinden siyaset yaparak oylarını artırmak istiyor. Ülkemiz için tehlikeli bir oyunun içinde ve belki de figüranı olduğunun farkında bile olmadan…

Özdağ’ın ülkemizi zayıflatmak ve bölmek isteyen güçlerin bir taşeronu olabileceğine ihtimal vermiyor ve buna inanmak istemiyoruz ama bu tavırlarıyla o güçlerin değirmenine su taşıyor olduğunu da görmesi gerektiğine inanıyoruz.

Özdağ’ın son yaptığı, vatan sevgisi midir, memleket aşkı mıdır yoksa provokasyon mudur diye cevaplanması gereken ciddi bir soru var ortada. 

Her ne kadar kendisi bunu ülke çıkarları için yaptığını söylese de sonuçları itibarıyla provokasyon, tahrik ve tehlikeli sonuçlar doğurabilme potansiyeli olan bir adım olarak değerlendiriyoruz. 

Özdağ’ın yaptığı son hamleye herkes bulunduğu yerden farklı bakabilir ve farklı sonuçlar çıkartabilir belki ama sözü Müslüm Babanın meşhur şarkısına atıfta bulunarak şöyle bağlayalım: Vatanseverlik mi, provokasyon mu? Adını sen koy”
 

Bakmadan Geçme