Elazığım Bunu Hak Edecek Ne Yaptı?

Ne geçmişten ders almasını, ne de geleceğe güvenle bakmasını bir türlü öğrenemedik. Ülke olarak 100 yıl içerisinde birçok badire atlattık, terör belasından 40 yıl boyunca çektiğimiz kadar, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden de kendimizi alıkoyamadık.

 

Yaşadığımız büyük depremin sonrasında gelen haberler karşısında üzüntümüz misliyle artarken, buna fırsat veren üst düzey yetkililerin rahat davranması ise yaşanan acıların katlanmasına sebep oldu.

 

Geçtiğimiz günlerde yapılan 781 konut ihalesinin bedeli yaklaşık 207 Milyon TL olarak belirlenmiş, ihaleye 6 firma katılarak 186,4 Milyon bedelle ihaleyi il dışından bir firma almıştı. Firmanın adını bilmeyen duymayan kalmadı burada ismi açıklamak ve hedef göstermek gayesinde değilim.

 

Benim derdim bir konut fiyatının maliyetinin 240 bin TL olması. Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin TOKİ maliyetleri ne zamandan beri yüzde 100 artış gösterdi?

 

Deprem sonrası diline sikke batmayan, alnını secdeden kaldırmayanların yüzde yüz kira artışı yaptığını, nakliye sektörünün taşıma işlemlerini yüzde 300 artışla yaptıklarını gördük yaşadık, iyi de tamam da TOKİ’nin bu denli yüksek maliyetle konut yapmasına ne demeli?

 

Bu şehrin 30 yılına pranga vurmak, milleti borçlandırarak gelirinin yarısını TOKİ’ye ödetmek neyin nesi?

Krizi fırsatçılığa dönüştürmek, acılı günde nemalanmak hangi kutsal kitapta yazıyor?

 

Bu şehrin civanmertliği ile övüne övüne bir hal olduk. Elazığ şehr-i Aziz şehir diye diye kendimiz kandırmaktan öteye gidemedik.

Çevre Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü’nün bundan sonraki yaklaşık maliyetleri iyi hesaplaması, şehrin geleceğe güvenle bakmasına yol açacaktır.

 

Biri çıkar ev kiralarının iki katına çıktığını beyan eder, bir diğeri çıkar yapılan yardımların hakkaniyet ölçüsünde olmadığını ifade eder, bir diğeri çadırda yaşam süren insanların halinin içler acısını söyler

 

Biz bu muameleyi hak edecek ne yaptık?

Doğal bir afet sonucu evleri yıkılan ve geçmişteki anılarını tek kalemde silen insanların acısını paylaşacağınıza hala daha bu durumdan rant elde etme düşüncenizi ESEFLE KINIYORUZ!!!

Şehrin makus talihine adeta yeni bir sorun eklendi. Yıkılan şehir Elazığ naralarını duymayacak kadar aciz misiniz?

 

Siyasilerin rutin ziyaretleri dışında kalıcı çözüme odaklanmaları elzemdir. Bırakın şu rutin ziyaretleri Allah aşkına!!!

Siz devletsiniz, siz icra makamısınız!!!

Devlet-i Aliye fertlerine yakınmak yakışmaz !!!

 

Bugünden sonra ulusal kanallarda çadır kentte yangın çıktı, yardım alamadılar, odun – kömür yok, gıda kolileri gelmedi!!! Gibi söylemleri duymak istemiyoruz.

 

Biz millet olarak 15 Temmuz hain darbe girişimi anında nasıl ki sokaklara çıkıp canımızı siper ettiysek, siz idarecilerimiz Elazığ’ın feryadını duymakta neden imtina ediyorsunuz?

 

Devletin şefkat ve merhamet elini Elazığ’da daha çok hissettirmesi, insanların acılarının hafifletilmesi, ekonomik açıdan KOSGEB ve devlet bankaları aracılığıyla faizsiz kredilerin verilmesi bir haktır.

 

Ya siz, bu kötü gidişatın farkında değilsiniz!

Ya da bizler kendi iç dünyamızda, bu söylemleri kuruntu haline getirmişiz.

 

Şehrin ciddi bir göç verdiğini, nüfusta ciddi bir düşüşün olduğunu da unutmamak gerekir!

Söylenecek çok şey var ama, yüreğim kaldırmıyor, elim klavyeye daha çok dokunmuyor!!!

Kalın sağlıcakla…

 

 

Bakmadan Geçme