Başkan Tuba Erdoğan 'Anne Okulu Projesi'ni Hayata Geçireceğiz'

Elazığ’da yaşanan depremin ardından birçok kişinin çaresiz kaldığını ifade eden Başkan Erdoğan, amaçlarının yaraları sarmak adına bir nebze de olsa depremzedelerin feryadına kulak vermek olduğunu söyledi. Erdoğan, şehirde topyekun bir birlikteliğe ihtiyaç olduğuna değinerek, herkesin bu konuda elini değil gövdesini taşın altına koymasının zamanının geldiğini sözlerine ekledi.

Günümüz gençlerinin dijital platformlarda zamanını geçirdiklerini kaydeden Başkan Erdoğan, ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek adına derneklerin çaba sarf etmesi gerektiğini belirtti.

Başkan Erdoğan, kısa bir süre sonra Anne Okulu Projesini hayata geçireceklerini ve bu sayede güzel etkinliklerin yapılacağını sözlerine ekledi.

Şimdi ELSAD Kadın Kolları Başkanı Tuba Erdoğan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi ile sizleri baş başa bırakıyoruz.

Sayın Erdoğan öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?

1979 Elazığ doğumluyum. İlk ve ortaöğretimimi Elazığ da tamamladım. İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra başörtüsü sorunu nedeniyle eğitimimi tamamlayamadım fakat evlendikten sonra eğitim hayalimi yarım bırakmadım. İlahiyat fakültesinde ön lisansı bitirerek eğitimimi tamamladım. Evli ve 3 çocuk annesiyim.

ELSAD Kadın Kolları Komisyonu olarak çalışmalarınıza devam ediyorsunuz. Daha önceden de birçok sosyal sorumluluk projelerinde yer aldınız. ELSAD olarak hedefleriniz nelerdir.

ELSAD eşimin 2015 yılından bu yana faaliyet gösterdiği bir dernek. ELSAD; ilimizin kalkınması, gelişmesi ve yaşanabilir modern bir kent olabilmesi için ekonomi, eğitim, kültür ve sanat gibi alanlarda çalışan bir denek. Derneğimizin kadınlar ve gençler üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmak üzere 2020 yılında şahsım başkanlığında Kadın Komisyonunun kurulmasına karar verildi. ELSAD Kadın Komisyonu olarak bundan sonra ki süreçte daha çok kadınların sosyal alanda daha çok aktifleşmesini sağlamak, özellikle gençlerimizi dijital çağın kötülüklerinden korumak amacıyla onların dikkatlerini güzele ve hayra çevirecek aktiviteler yapmak. Ahlaki değerlerimizi kadim kültürümüzü, yerel geleneklerimizi yaşayacak bir gençlik oluşturmaya çalışacağız.

Elazığ’da sizlerin gerçekleştirdiği çalışmalar gerçekten de takdire şayan. Bizlere hiç unutamadığınız bir anı anlatır mısınız?

Ben lise yıllarımdan bugüne kadar yapı gereği boş durmayı sevmeyen biri olarak asla kabıma çekilen biri olmadım. Allah’ın bizi bu dünyaya bir amaç ve gaye için gönderdiği düşüncesiyle hareket edip faydalı bir insan olmaya gayret ediyorum. Bu nedenle çok fazla sosyal faaliyetler içerisindeyim. Faaliyetlerimi yaparken çok fazla kişiyle muhatap olduğum için farklı olaylarla karşılaşıyorum. Daha çok ihtiyaç sahibi ve yetim ailelerle çalışmalar yapıyorum. Beni bu çalışmalar esnasında çok etkileyen bir olayı anlatmak isterim. Elazığ’ın her köşesine muhakkak gittik. Arkadaşlarımızla Aksaray Mahallesinin en ücra köşelerine yardım ulaştırmaya çalışıyorduk. Eski yıkık dökük bir evimize girdik. Eve girdiğimizde yerde her tarafı yırtılmış bir halının üzerinde yatan 3 çocuk ve hüznü yüzüne vuran çaresiz bir anneyle karşılaştık. Mutfağa girdiğimizde küçük tüpün üzerinde kaynayan bir tencere vardı. Kapağı kaldırdığımızda suyun içine pişmesi için atılan patates kabuklarını gördük. Çaresiz ve terk edilmiş annemiz, yiyecek bir şey bulamadığı için çöpten topladığı patates kabuklarını çocuklarına yedirmek üzere pişiriyordu. İşte o an kendime onları şimdiye kadar fark edemediğim için böyle insanlar varken nasıl ulaşamadım diye çok kızdım ve o gün kendime söz verdim. Ömrümün sonuna kadar gücüm yettikçe mazlumun, garibin, yetimin ve darda kalanların yoldaşı olacağım. İşte o gün bu gündür bu sözümün arkasında durmaya çalışıyorum.

Depremden hemen sonra sosyal projelerle adınızı duyurdunuz. Özellikle yetimlere kucak açıp elinizden gelen katkıyı sundunuz. Bu çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Deprem aslında hepimiz için bir dönüm noktası oldu. Aciziyetimizin ve ne kadar güçsüz olduğumuzun farkına vardık. Gördük ki aslında bir anda her şeyimiz elimizden gidebilir öyleyse her şeyimizi kaybetmeden gücümü yettiğinde koşturmalı insanların gönlüne dokunmalıyız. Bunu yaparken tabi hiçbir şey tek olmuyor. Bu nedenle ailemi, arkadaşlarımı, akrabalarımı teşvik ederek yoğun bir şekilde koşturmaya başladık. Yetim ve öksüz yavrularımıza maddi ve manevi destek olabilmek adına yardım kampanyaları başlattık. Topladığımız yardımlarla gıda, giyecek ve eğitim ihtiyaçlarını karşıladık. Yardım etmek isteyen ailelerimizle yetim ailelerimizi buluşturduk. Psikolojik anlamda destekler sağladık. Kısacası VEREN EL İLE ALAN ELİ bir araya getirdik.

ELSAD Kadın Komisyonu olarak yakın zamanda yürüteceğiniz bir projeniz var mıdır, bunlardan bahseder misiniz?

Bildiğiniz gibi KORONA nedeniyle gençlerimiz okullarına gidemiyor. Birçok genç evde can sıkıntısından dolayı dikkatini sadece internete vererek zamanının çoğunu boşa geçiriyor. Bundan dolayı ekip arkadaşlarımızla bir planlama yaptık. Gençleri PANDEMİ kurallarına uygun olarak gruplar halinde toplayarak ANNE OKULU projemizi hayata geçireceğiz. Bu okulumuzda nasıl iyi bir anne, nasıl iyi bir eş, nasıl faydalı bir birey olunur. Eğitim alanında başarılı olmuş Avukat, Doktor, Akademisyen, Mühendis gibi farklı mesleklerden arkadaşlarımızı getirerek gençlerimizle buluşturacağız. En büyük projemiz bu olacak inşallah.

Önceden Elazığ İHH Yetim Birimi sorumluluğunuz vardı ve birçok projede sizlerin çalışmalarına şahitlik ettik. Bir eliniz Elazığ da diğer eliniz Suriye de ki mazlum Müslümanlara ulaştı. O günler de gerçekleştirdiğiniz çalışmaları anlatır mısınız.

YAKIN ZAMANDA İDLİB İÇİN BİR YARDIM ORGANİZASYONUNUZ OLDU. BU ÇALIŞMANIZ HAKKINDA BİLGİ VERİR MİSİNİZ?

Son  5 yıl içinde çok defa Suriye de ki kamplara bizzat gittim. Orada bizim aklımızın alamayacağı ancak görünce inanacağımız bir hayat olduğuna şahit oldum. Soğuktan donarak ölen çocuklar, açlıktan günlerce perişan olan insanlar, başlarını sokacak bir evleri olmadığı için yırtık çadırlarda yaşam mücadelesi veren aileler, savaşırken bombadan elleri ayakları kopan erkekler. Eşleri şehit olduğu için ortada sahipsiz kalan şehit eşleri ve yetimleri ve daha anlatamayacağım garibanlıklar. Hep bir duyarlılığım oldu bu konuda. Tevafuk olacak ki bir ay önce İdlib kırsalında görev yapan Türk askerlerimiz ve doktorlarımız bana ulaştı. Orada durumun çok kötü olduğunu çocukların kıyafet ve ayakkabı ihtiyacı olduğunu dile getirerek acil yardım talep ettiler. Bunun üzerine ELSAD adına Elazığ Halkına duyuru yaptık. 3 günde bizim de inanamayacağımız kadar yardım toplandı. Ekip arkadaşlarımız ve gönüllülerimizle beraber tüm malzemeleri toplayarak idlibe gönderdik. Sınırdaki askerlerimiz bizzat malzemeleri alarak dağıtımını yaptı. Bu yardımdan 5 bin kişiye yakın kardeşimiz faydalandı. Unutmamalıyız ki yeryüzünde yalnız biz yaşamıyoruz. Milyonlarca Müslüman kardeşimiz zulüm altında inliyor. Bizler bu zulümlere karşı duracağız ve nerede bir mazlum varsa gücümüz yettiğince yanında olacağız.

Elazığ Valisi Erkaya Yırık’ın Eşi Ayşe Yırık hanımefendi ile sık sık bir araya gelerek çalışmalarınız ile ilgili görüş alışverişinde bulunuyorsunuz. Bu buluşmayla ilgili olarak neler söylersiniz.

 Şunu çok açık söylemeliyim ki Kıymetli Valimizin eşi Sn. Ayşe Yırık Hanımefendi duruşu, merhameti ve toplumsal duyarlılığı ile bizlere örnek ve önder olacak biri. Hiçbir ayrım yapmadan herkese eşit mesafede olan, kim olursa olsun güzel ve hayırlı bir iş yapılıyorsa destek veren bir hanımefendi. Ben Elazığlı bir bayan olarak çok mutluyum. Çünkü Elazığlı hanımlar emin olsun ki bizleri düşünen ve bizlerin yanında olacak bir vali eşimiz var. Kendisine çok teşekkür ederim.

Son olarak Elazığ Detay Dergisi okuyucuları için neler söylersiniz?

Detay dergisi okurlarına şunu söyleyelim. Başarının önünde ki en büyük engel yılgınlık ve kararsızlıktır. Azimli ve kararlı olmak başarının temel şartıdır. Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez. Başarıya gidilen yolda sıkıntılar, yorgunluklar olacaktır. Bizler bu yolda yüksek bir irade gösterirsek muhakkak hedefe ulaşacağız. Özellikle buradan annelere ve gençlere sesleniyorum. Dünyada Allah rızası için yapılan işlerden daha güzeli yoktur. İnsanları doğruya davet etmek onlara iyilik etmek bu dünyadaki en güzel kazançtır.